Bugün kütüphaneden KARDEŞİM adlı kitabı aldım ve içinden daha önce okuyan kişinin yazdığı bir not buldum "Merhaba bu yazıyı okuyan arkadaşım ilk önce kardeşin varmı ? bunu sormak istiyorum.İnşallah kardeşin vardır çünkü yazdıklarımı anlayamazsın...Benim bir tane kardeşim var ve ben onun ablasıyım onu o kadar cok seviyorumki anlatamam.Sadece kardeşimi herkesten cok sevdiğimi herkesin bilmesini istiyorum onun incinmesi canımı yakıyor o üzülünce cok üzülüyorum.O korkunca cesaretleniyorum cünkü benim korktuğumu anlarsa daha cok korkar.onu savunuyorum .onun düşüncelerini herkesin anlaması için çabalıyorum.Anlayacağın kardeşim için yaptığım ve yapacağım cok sey var.Bazen aşk ne diyorum karşı cinsime bu kadar bağlanıp ayrılınca üzülüyoruz ya ben üzülmüyorum..Benim bir tane aşkım var ve o hayata gözlerini açtığında ablasıyım ben..Abla olmayı seviyorum,kardeşimi seviyorum ve sende kardeşini sev...." benim için cok güzel bir yazıydı cok.........
-Sarmaşık- Burnumun Direklerinde Asılı Kokun.. Beynimde Aynı Direklerde Asılı Bir Cesedin Şoku.. Sen Varsan Ben Yokum, Ben Varkende Sen Yoktun Aynı Cehennemde Kaynıyoruz Fokur Fokur.. Tam Değilim En Tam Halim Anca Yarım.. Gözlerim Işıkta Yeşil Karanlıkda Kan Çanağı.. Birazcık Yanında Olan Herkimse Canından Çok Sever Seni.. Yastığımla Hala
Reklam
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Bu sitede az okunduğu için gizli kalmış bir baş yapıt dersek abartmış olmayız. Kitap bendeki kopyasında 7.Basımı yaptığına göre çok ilgi görmüş yazar. Görmekte de çok haklı. Yalınlığıyla derinden etkileyen bir öyküsü var. Yavaş yavaş okudum sindire sindire severim böyle güzel kitapları yavaş okumayı her ne kadar hemen bu gece bunu bitirmeyelim heyecanına kapılsam da dur dedim kendime tadını daha çok almalıyım. Hikayenin içine daha çok girmeliyim dedim. Bu yüzden 4 gün sürdü 128 sayfalık bu baş yapıt. Konuya gelecek olursak; Kabrero, karısı ölünce onu bir tabuta koyup, dağlardan ve geçitlerden aşırarak tekrar köye inmek için, bir yolculuğa koyulur. Yolda başına gelenleri burada anlatamam :) Ancak beni o kadar etkiledi ki, bu hikayenin gerçek olduğu hissine kapıldım bir an için. Kitap beni içine kolumdan tutup alıverdi. Bir baktım ki, çölün ortasındayım. Kabrero matarasından tekila içiyor. Ağzını silip, derin bir oh çekiyor. Etrafından başkaları da var. Kim bunlar peki? Bu yolculuğun sonunda bu durum onu ne hallere düşürecek? Kabrero bir deli mi yoksa? Kabrero'nun bir de abisi var. Köye onun yanına gidiyor. Diyorum ve burada bu güzel hikayenin tadını kaçırmamak için sözlerimi bitiriyorum. Kitap en sevdiğim kitaplar listesine çoktan girdi. Siz belki beğenmeyebilirsiniz ama ben bu kitabı gerçekten çok çarpıcı ve güzel buldum. Keyifli okumalar. :) Ek: Yazarın diğer kitabı a time soldier Türkçeye geldiği an kitapçının yolunu tutacağım. :)) Küçük bir bilgi daha yazara ulaşmak mümkün değil. Gizli kalmak istediğini düşünüyorum. Niye böyle bir şey yapıyor onu da kestirmek zor.
Seni İçime Gömdüm
Seni İçime GömdümAndrew Jolly · Ayrıntı Yayınları · 2022779 okunma
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Kutuphaneme bir hazine daha eklemenin tarif edilmez hazzindayim ..kitap bitti ama ben hala ilk seferini yapan sovyetler birligi trenindeyim yanımda sevgili Rifat Ilgaz tarih 15 /Eylül /1968 ...şimdi Ne alaka Hiroşima ile diyenler için soylemeliyimki ..kitabın ikinci bölümü rus topraklarına yapılan gezi .. Bu bölüm "bal" benim için "kızarmış ekmek "benim için "zeytin peynir "demek ..o kadar sevdim o kadar begendim ki ne kadar yazsam ne kadar alıntı paylassam anlatamam ...okumak lazım, tecrübe etmek lazim, ukrayna ,moskova ,yazarlar ,şairler, taşkent ,özbekistan ,Aytmatovun gençliği ile satır arasında tanışmak ..hangi birini söyleyeyim benim kelimelerim yetmez nasıl bir heyecanla kitabı okuduğuma :) Bana bu güzel deneyimi yaşattığı ve ucundan kıyısından bir rüyamı gerçekleştirdiği için sevgili Oktay Akbal'ı saygıyla anıyor. ..Kitap elinize geçerse okuyun diyorum .. Sevgiyle kalın. ..
Hiroşima'lar Olmasın
Hiroşima'lar OlmasınOktay Akbal · Cumhuriyet Kitapları · 2009135 okunma
'Memed le bandit' Eşkiya Memed
“Cannes film festivalindeyiz, bir kahvenin terasında oturuyoruz. Önümüz ana cadde, ötesi kumsal ve deniz. Caddeden iki yana yıkıla yıkıla, sarı sakallı, yırtık ceketli, gözleri baygın baygın bakan bir Fransız berduşu geliyor, bize yaklaşıyor ve para istiyor. Sabah sabah öyle bir alkol kokusu geliyor ki adamdan anlatamam. Masada kalabalığız, gazeteci arkadaşlarımız var. Yaşar abi adama cömert bir bahşiş veriyor, adam 'Mersi' diyor. Bu sırada bir arkadaş sarhoşa Fransızca 'Bu mösyöyü tanıyor musun?' diye soruyor, sonra ekliyor 'Yaşar Kemal.' Ben içimden 'amma da soru ha' diyorum, sokakta yatıp kalkan adam nerden tanısın Yaşar Kemal’i? Sarhoş ileri geri sallanarak gözlerini kısıyor, Yaşar abiye bakıyor bakıyor, sonra ağzından şu kelimeler dökülüyor: 'Memed le bandit' Yani 'Eşkıya Memed'
Kelimeler
Kalemin insanin derdini anlatamadigi zamanlar olur ya hani, bugunlerde oyleyim iste ne yapsam derdimi anlatamayacakmisim gibi hissediyorum. Varligimi sorgulamaktan mi yoruldum yoksa hic olmadim mi ben,bilmeyecek kadar karmaşık içim...Sözler dilimden dokulmeyi unutmus gibi sanki, yüreğimde öyle başı boş savrulmak, beni binbir düşünceye gark etmek mutlu ediyor onları, hiç dışarı çıkma sevdaları yok gibi...Oysa eskiden her his her düşünce oyle bir sevdayla çıkmak isterdiki yuregimden, yarattiklari heyecandan dilim dolanirdi anlatirken. Sesimde vücut bulurken düşüncelerim oyle mutluydularki heleki kelime olup yaziya dokulduklerinde o takindiklari mağrur ifade o harflere yansiyan mutluluklarini tarif edecek bir kelime yok haznemde...Sonra ne mi oldu? Diyorum ya kelimeler dilimin ucunda dışarı çıkma sevdasindan vazgecti o yüzden anlatamam...Bugünün Slavin'inden
Reklam
Herkes ölürken son anda Bir çocuk hatırlayacak içimdeki istekleri kimselere anlatamam kendi rüzgârına kapılan elbette ki gençtir gitmek baba kalmak annedir belki de içimi aramaya çıktığımdan beri şiirimin bir kopyası daima sokaklarda ev ve
"Doğru. nefretin ve, aşkın ve ölümün üzerimize, Kutsal Cuma’nın alev dilleri gibi indiğine inanıyordum. İnsanın nefretle ya da ölümle ışıyabileceğini sanıyordum. Nasıl yanılmışım. Evet, "nefretin" gerçekten var olduğuna, gelip insanlara eklendiğine, onları kendilerinin üzerine yücelttiğine gerçekten inanıyordum. Oysa, nefret edene benden başka, seven benden başka bir şey yok ortada. üstelik şu ben, hep aynı şey; uzayan, bir türlü sona ermeyen bir hamur parçası....Kendine öyle benziyor ki, insanların nasıl olup adlar yarattıklarına, ayrımlar gözettiklerine şaşmamak elden gelmiyor." Benim gibi düşünüyor. Ondan sanki hiç ayrılmamışım. "Dinle beni," diyorum." Deminden beri bir şey düşünüyorum ..... Şu anlattıklarının hepsini, ben sana başka sözcüklerle anlatmak için gelmiştim. Doğru bu. Varış noktasında buluştuk. Bundan ne kadar hoşlandığımı anlatamam." Tatlı ve inatçı bir halle, "Ya, demek öyle?" diyor. "Değişmemiş olman daha hoşuma gidecekti. Bu daha uygun olurdu. senin gibi değilim ben. Bir başkasının benimle aynı şeyleri düşündüğünü görmek hoşuma gitmez. Aldanıyorsun sanırım."
445 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.