Ece Temelkuran:
Doğru sevilmek ve yeterince sevilmek diye bir şeyin, insan ırkının sadece çok nadide elemanlarının başına geldiğini sanmıyorum ben. Benim annem babam da, ya yanlış sevilmiş ya da hiç sevilmemiş insanlar. Beni çok sevdiler. Ama bazen de yanlış sevdiler. Sevemedikleri zamanlarda oldu.
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Bu romanı büyük bestekârımız Eyyubi Bekir Ağa'nın ruhuna ithaf ediyorum" AHT MAHUR Türk müziği makamlarının en önemlilerinden biri, Tanpınar'ın romanlarında Ebubekir Ağa'nın, Dede Efendi'nin ve Neşati'nin mahur besteleri geçiyor. “Gittin amma ki kodun hasret ile cânı bile İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20236,2bin okunma
Reklam
58 syf.
9/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Her katilin bir hikayesi vardır. O hikaye ki size insanı anlatır!
Bir şarkı vardır bilir misiniz: “Lale Devri çocuklarıyız biz, zamanımız geçmiş…” Devrini bilmem de lale diyarı çocuklarıyız hepimiz. Bir kültürdü bizde çiçek yetiştirmek, sokaklar çiçek kokularıyla dolardı. Sonra yavaş yavaş sokaklardan çiçekçi dükkanlarına çekildi çiçekler. “Sonra anlarsınız… Çiçekler küçük, kapalı dükkanlara sıkışmıştır.” Şimdi
Başkomser Nevzat: Çiçekçinin Ölümü
Başkomser Nevzat: Çiçekçinin ÖlümüAhmet Ümit · Doğan Kitap · 2005648 okunma
Şöyle ki, ikimizi de önemsiyor ve muhtemelen seviyordu. Fakat ne annesi ne de ben onu anlıyorduk. Bu bizim hayatımızın yenilgisiydi. Sevgi için birbirini “anlamaya” gerek yoktur mu diyorsun? Yanılıyorsun güzelim. Ben de uzun zaman böyle söyledim, bunu bir şikâyet olarak dünyaya haykırdım. Sevgi vardır ya da yoktur; neyi “anlamak” gerekiyor ki? Arkasında bilinçli bir maksat olan duygunun değeri nedir? Eh, bu işlerin böyle olmadığını, her şeyi "anlamak" gerektiğini insan yaşlanınca görüyor. Her şeyi öğrenmek zorundayız, sevgiyi bile. Evet, sen kafa sallayıp gülümsesen de bu böyle. İnsanız ve her şeyi aklımız yoluyla yaşıyoruz. Duygularımız ve heyecanlarımız bile akıl vasıtasıyla dayanılır ya da dayanılmaz oluyor. Sadece sevmek yetmiyor.
Şu anda ben sana o kadar aşığım ki bu cihan cihan olalı ve cihan içinde kadın ve erkek yaratılalı hiçbir kimse hiçbir kıza benim sana aşık olduğum kadar aşık olmamıştır. Gerçek söylüyorum ki beni kendine eş edecek olursan bütün ömrümde seni taparcasına sevmeye bir dakika ara vermeyeceğim.
Etrafın seni sıktığı zaman kitap oku… Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.
Reklam
''Kısacası ben buradan şu sonuca varıyorum:Büyükler bir yana,toplum içinde birazcık sivrilen,yani topluma söyleyecek birazcık bir şeyi bulunanlar,doğaları gereği,tabii kimi az,kimi çok,birer suçlu olmak zorundadırlar.Tersi durumda zaten sivrilmelerine olanak yoktur;öte yandan sürünün içinde kalmayı da yine doğaları gereği kabul edemezler,ki bence de kabul etmemek zorundadırlar.''
Sayfa 323Kitabı okudu
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
𝒮𝑜̈𝓎𝓁𝑒𝓂𝑒 𝐵𝒾𝓁𝓂𝑒𝓈𝒾𝓃𝓁𝑒𝓇 ~ İyi ki okudum dediğim bu harika kitapta, kahramanların konuşmaları ve anlatmaları ile ilerliyor kitap.Ethem, Emin, Ekrem, Mürüvvet, Hülya, Çiğdem, Kazım; kendi dillerinden anlatıyorlar birbirilerinde gördüklerini, olayları yaşadıklarını. ~ Aslında bizim gün içinde ve bazı vakitler kafamızda yaptığımız şeyi, Şermin Yaşar kitapta yaşatmış. ~ @serminyasarofficial , harika bir kitap daha yazmış böylece. Ben çok beğendim, günlük hayatta yaşanan birçok olaya da değinmiş kişilerin hayatlarında. Hele ki Çiğdem’in ikinci kadın oluşu, sevmediği halde oyun oynaması onu seven adama vurucu bir olaydı. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. | Aişe Özsoy [ 18/03/2024 ] “Olduğum yerde olmak istemiyorum ama olduğum yerden çıkıp gidemiyorum da.Şu an yaşadığım her şey o günlerin aynısı.Evde olmak istemiyorum, ama her akşam eve dönüyorum.İşte olmak istemiyorum ama her gün işe gidiyorum.Bir şey beni hep dışarıya çekiyor.Hiçbir yere ait hissedemiyorum.Hiçbir eve, hiçbir aileye, hiçbir topluluğa. Her şeyden, herkesten kaçmanın soluklanacak bir durağı var, ama kendinden kaçıyorsan durmadan kaçıyorsun, durduğun, dinlendiğin bir an bile olmuyor. Zenginin zengin diye derdi olmaz.Fakirin fakir diye.Gencin genç diye.Yaşlının yaşlı diye.Kime hak lan bu dert dediğiniz şey?Niye sormuyor kimse birbirine derdini?Niye dinlemiyor? “ [ Şermin Yaşar ]
Söyleme Bilmesinler
Söyleme Bilmesinler
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20232,753 okunma
Deli dolu, ipe sapa gelmez hülyaların olmalı. "Ben yürürsem bir gün dağlar da yürür benimle" gibi mesela. Tut ki yürüdün ve çakılıp kaldı dağlar, ne çıkar? Değil mi ki umudu yaşadın bir zaman, bir zaman bununla avundun, ışıdı gözlerin bir müddet bu umutla, yetmez mi?
Sayfa 132 - İkidünyaKitabı okuyor
Cahilliği görmezden gelme aşaması
…Can sıkıcı bir keşif yaptım: sırrın ne olduğunu bilmediğimi farkettiğim bir anda insanların bana sırrı bildiğimi düşünerek baktıklarını ya da onlardan daha yakın olduğunu düşünerek baktıklarını farkettim…İnsan acı veren keşfi öteleyebilir ama rahatsızlık veren gerçek en sonunda ortaya çıkar birçok insan size bakıp sizi dinlese hastalarınız, ögrencileriniz ve siz, veli toplantılarına katılsanız ve bu toplantılarda size sır’rın açıklaması yapılsa bile, yine de neden bahsettiğinizi bilmediğinizi düşünebilirsiniz.
Reklam
2142 syf.
10/10 puan verdi
·
40 günde okudu
Yaşar Kemal'in ilk ve unutulmaz romanı İnce Memed bizi bize en doğal halimizle anlatan benzersiz bir başyapıt. Yazar ilk kitabı yazınca isimsiz yayınlamak istemiş olsa da sonrasında öyle bir beğenilmiş ki devam ciltlerini de yazmış. Ben dört kitabın birleştirildiği özel basım şeklinde okudum, her ne kadar taşıması zor olsa da kitap öyle bir içine çekiyor ki iki bin küsur sayfa su gibi akıp gidiyor. Çukurovada zulme ve haksızlığa başkaldırıp hiç istemiyor olsa da eşkıya olmak zorunda kalan İnce Memedin hikayesini okurken asıl arka planda cumhuriyetin kuruluş döneminde halkın yaşam biçimini, feodalizmi, açlığı çaresizliği sıtmayı göçebe hayatı ve hepsinden öte kendi kültürümüzü okuyor olacağız. Her bölümde bazen umutlanıp bazen karalar bağlayacağız, bir bölümde kahraman diğerinde vatan haini olacağız. Kitabın başında babası olmayan işkence gören çiftçi bir çocuk olan Memedin her kitabın sonunda ayrı bir zulmü bitiren ve bunları her yaptığında karakterindeki gelişmeyi çok iyi gördüğümüz bir macera okuyacağız. Aşkı dostluğu vefayı vatan sevgisini mertliği dini inanışları kültürümüzü biraz da küfür ve beddua dağarcığımızı geliştireceğiz Ülkenin ilk kurulduğu dönemde halka ve köylülere bakış açısını , insanoğlunun çiğ süt emdiği için ne kadar nankör olabildiğini ve çaresizliği sonuna kadar hissedeceğiz. Bu kitap hakkında ne kadar övgüde bulunsam hakkını veremeyeceğim o nedenle okuyun okutturun ve yaymaya devam edin ...
İnce Memed
İnce MemedYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20181,536 okunma
·
Puan vermedi
Ne kadar Güzel Bir Anlatım
Mustafa Çiftci'den okuduğum ikinci öykü kitabı...Kitabın adı tahmin edeceğiniz gibi yazarın Yozgatlı olmasından geliyor. Öykülerinde arkadaşlığı, dostluğu, aile sıcaklığını, sevmeyi, hayat mücadelesini anlatır. Hikayelerinde çok güzel benzetmeler kullanması hikayesine canlılık katmıştır. Kitap içerisinde beğendiğim bazı sözleri ve
Bozkırda Altmışaltı
Bozkırda AltmışaltıMustafa Çiftci · İletişim Yayıncılık · 20141,411 okunma
332 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Okuduğum üçüncü
Nermin Yıldırım
Nermin Yıldırım
kitabı. Ama bence içlerinde en güzeli buydu. Kitabın en sonunda bazı karakterler ve konular havada kaldı, keşke onlar için de kitap sonunda ufak bir bilgi görebilirseydim.. Ben senden razıyım Rikkat Hanım.. Seni çok sevdim..
Misafir
MisafirNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20181,672 okunma
Bir zaaf akşamında ben kalbimi bir engerek düğümüne benzettim. Hayır, hayır: Engerekler düğümü benim haricimde; onlar benden çıktılar ve bu gece birbirlerine zincirlenerek kapının önünde o meş’um halkayı çevirdiler. Toprak hâlâ onların izlerini taşıyor.
Sayfa 120Kitabı okudu
M.Ö 5.yüzyılda yaşamış v mizah yazarı olarak haklı bir isim yapmış Epicharmos, kişinin kendi yaşamsal istatistiklerinden başka bir şey olmadığını düşünmesiyle ortaya çıkan bazı garip sonuçlar hakkında bize şu diyaloğu aktarır: " Elinde bir çift sayı, veya diyelim, tek bir sayı varken, birisi bir çakıl taşı eklese veya alsa, başlangıçtaki değişmiş olur mu? "Tanrı korusun!" "Şimdi, birisi bir uzunluğa biraz ekleme yapsa veya ondan bir parça kesse, uzunluk aynı kalır mı?" "Tabii ki hayır." "Ama insanlara bir bak. Birisinin boyu uzuyabilir, br başkası zayıflar... O zaman, senin dediğine göre sen, ben ve başkaları dün olduğumuz kişiler değiliz ve gelecekte de farklı kişiler olacağız." Dünya durağan değildir, ancak Pisagorcuların sayıları öyleydi.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.