Yalnız orada, kürk mantolu bir kadın portresinin önünde, mıhlanmış gibi durduğumu hatırlıyorum. Resimleri seyredip geçenler, vücutlarıyla beni sağa sola itiyorlar, fakat ben olduğum yerden ayrılamıyordum. Bu portrede ne vardı?.. Bunu izah edemeyeceğimi biliyorum; yalnız, o zamana kadar hiçbir kadında görmediğim garip, biraz vahşi, biraz mağrur ve çok kuvvetli bir ifade vardı.Bu çehreyi veya benzerini hiçbir yerde, hiçbir zaman görmediğimi ilk andan itibaren bilmeme rağmen, onunla aramızda bir tanışıklık varmış gibi bir hisse kapıldım. Bu soluk yüz, bu siyah kaşlar ve onların altındaki siyah gözler; bu koyu kumral saçlar ve asıl, masumluk ile iradeyi, sonsuz bir melal ile kuvvetli bir şahsiyeti birleştiren bu ifade, bana asla yabancı olamazdı. Ben bu kadını yedi yaşımdan beri okuduğum kitaplardan, beş yaşımdan beri kurduğum hayal dünyalarından tanıyordum.
O zamanlar pek anlamamış olsam da artık biliyorum, asla yeteri kadar para kazanamazdık. Kira ve maaşları ödedikten sonra yemek alacak paramız kalmazdı pek. O yüzden akşam yemeklerinde genellikle az yerdik. Ancak o okul babamın hayaliydi ve o hayalde yaşamaktan hepimiz mutluyduk.
...
Kendimi boşa aldım bayırdan aşağı koşuyorum. Düşüyorum gibi görünüyor olabilir ama bakma aslında uçuyorum. Söylediklerimin hepsini unut, sanki ben biliyorum da mı yaşıyorum Osman?
Sayfa 108Kitabı okuyor
Nerden Geliyor Bu Fil
Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir Hayvandır
"Kendimize hayatımızda bir defada olsa şu soruları sormalıyız:
1- Ben kimim?
2- Niçin buradayım?
3- Yapmak istediğim şey bu mu?"
"Kapı" lar dan oluşan bu kitap, okumaya başladığım andan beri ajandam ve kalemimle okuttu kendini.
"Kapı" ları okudum, her "kapı" sorular sordu, ben düşündüm; soruları ajandama yazdım. Sonra cevapladım ama yine de defalarca düşündüm ve hala düşünüyorum. Kendime net cevap veremiyor oluşum bile benliğime karşı utanmama sebep oldu.
Türkçe ön planda, açıklık ve yalınlıkla beraber hem güldüren hem düşündüren bu kitap bana sadece kişisel gelişim gibi hissettirmedi. Çünkü ben kendimi hiç bu kadar gülerek sorgulamamıştım. Nasreddin Hoca misali.
"Benlik, Sevgi Üzerine" kapıları beni epeyce düşündürdü. Ama her kapıdan sonra kitabı şöyle 10-15 dakika kapatıp düşündüm.
Alışkanlıklarımı, benim için en değerli hissettiren şeyleri, hedeflerimi yazarken; nasıl daha iyi planlama yapabilirim, alışkanlık neler olabilir, beynimi ve düşünce tarzımı geliştirmek için neler yapabilirim gibi birçok araştırma yaparken buldum kendimi. Sonucunda hepsi için bir cevabım oldu.
Bana bu kitabı hediye eden ablama teşekkür ederim, şimdi kendi cevaplarımı nasıl bulmam gerektiğini biliyorum.
Ahmet Şerif İzgören
Şu Hortumlu Dünyada Fil Yalnız Bir HayvandırAhmet Şerif İzgören · Elma Yayınevi · 202428,2bin okunma
içimin sıkıntısı musallat oldu
yakamı bırakmıyor iblisler iblisler
bir sırtlan göğsümü deşiyor heyhat!
denizin ortasında bir filika bir ben
susuz kaldım çehresi güzel yaratılış
susuz kaldım ve sen hatırımdasın
susuz kaldım, tanrı beni gözlüyor
gözlemekle birlikte kalbimi yokluyor.
ahh tanrım! sana şükürler olsun
teslimiyetim sanadır, ağlamam sanadır
ben biliyorum ki aşktır beni fırtınaya kaptıran
aşktır beni boğan güneşli denizlerde...
Sen nasıl Pamuk’u ezbere biliyorsan ben de Kepçük’ü ezbere biliyorum.
Sayfa 299Kitabı okudu
