V’eda Gerçekliğin içinde veya hayalimde bile değilken neredeyim ben? Ne aradığıma dair herhangi bir fikrim yok. Belki de böylesi iyidir derken o kadar uzaklara düşüyorum ki kendimi labirentin en başında buluyorum. İşte öylesine uzak yaşadığım duruma, öylesine uzak şeylere karşı bir ilgi uyanıyor içimde. Dikkatlice sokulup kulak kabartıyorum. Koyu
696 syf.
6/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 897 days
897 koca gün. Bu kitabı bitirmem işte tam bu kadar sürdü. 2 yıl, 5 ay ve 15 gün. Sebebini hiçbir zaman çözememiştim fakat şimdi, kitabı bitirdikten sonra bunun Tanrı'nın bana bir işareti olduğunu düşünmekteyim. Kim bilir belki de Madrabaz Bekçi gerçekten hizmetkarlarını gözetiyordur? Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler, Locke Lamora'nın
Kızıl Gökler Altında Kızıl Denizler
Kızıl Gökler Altında Kızıl DenizlerScott Lynch · İthaki Yayınları · 2015582 okunma
Reklam
AŞK MAHKUMU Onu ilk kez gördüğümde kanadı kırık bir kelebeğe benzetmiştim. Uçmaya çalışan ama uçarken de acısını içinde yaşayan bir kelebeğe… Sanki acısını kabullenmiş gibiydi. Güçlü görünmeye çalışıyordu. Ama bu konuda pek de başarılı değildi. Ortak bir arkadaşımızın evinde verdiği doğum günü kutlamasında karşılaşmıştık. Dikkat çekici bir
Ateisteler ile teistler temelde birbirinden farksızdır: Biri tanrının varlığını kanıtlayamaz, diğeri olmadığını. Ikisi de bağnaz bir inanç ile hareket eder. Argüman olarak ya safsata önermeler sunarlar ya da hipotez ve varsayım üzerinden ilerler, teori dahi koyamazlar ortaya. Bilakis teori koyacak duruma ulaşılırsa birgün, metod bir varsayım üzerine kurulu olacaktır. Varsayım bize ne kadar gerçek verebilir? Gerçek nedir? Gerçeğe en gerçekçi nasıl varılabilir? Insanlık olarak bilgi konusunda bu kadar zavallı durumdayken bu kadar peşin hükümlü olmak neden? Neye dayanarak varoluş neye dayanarak yaradılış? Bir inanç mı? Ben inanmak istemiyorum, bilmek istiyorum. Iste tam bu sebepten Agnostiğim. Ne bir tanrının varlığına delil görebiliyorum ne de yok olduğuna. //
"Garip, şeytana inanıyorum fakat sevgili Tanrı'ya değil. Gerçekten mi? Bilmiyorum. Hayır, biliyorum! Ona inanmak istemiyorum! Hayır, istemiyorum! Bu benim özgür iradem. Ve bana kalan yegane özgürlüğüm: İstediğim gibi inanmak veya inanmamak. Ama tabii resmi olarak - mış gibi yaparak. Duruma göre: Birine evet, birine hayır. Rahip ne
"Tanrı'nın olup olmadığını bilebilir, öğrenebilir miyiz? Kimin elinde bu? Kimileri var, kimileri de yok, diyor. Ben senin varlığına, düşüncelerimdeki varlığına inanmak istiyorum. Sana dualarımda seslendiğim zaman aslında senin aracılığınla kendime seslenmiş oluyorum, böyle saatlerde sanki benim yerime sen düşünüyormuşsun gibi düşüncelere kapılıyorum. İşte işin aslı bu, ey Tanrım! Oysa gençler bunu bilmiyor, duaları küçümsüyorlar. Bu duruma göre ecel saati gelince kendilerine, başkalarına ne diyecekler? Acıyorum hepsine. Bir kimse kendini kendi gözünde Tanrı'ymış gibi yüceltmezse o kimse insanın kutsallığına, yüceliğine nasıl erişir? Kutsal varlığına saygısızlık ettiğim için bağışla beni, Tanrım! Bu gençlerin hiçbiri Tanrı olamaz, o zaman senin varlığından da eser kalmaz. Bir kimse kendisinin de, senin kullarını esirgediğine inandığın gibi herkesi esirgeyen bir Tanrı olduğuna için için inanamazsa, kendini böyle görmezse, o zaman sende varlığını koruyamazsın ey Tanrım! Oysa senin yoklara karışmanı istemiyorum."
Sayfa 431 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
Reklam