Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Güngörmez
"Hiç sevmem kışları" derdi. Neymiş üşürmüş de kalın giymek zorunda kalırmış. "Hahh" dedim içimden. "Yazın da, kışın da mahallenin en pejmürdesi sensin..." Bunları o zamanlarda çok yakın olup da sevemediğim, şimdilerdeyse rahmetli olan canım arkadaşıma söylerken yıl 1995 aralığın 17'siydi. Şimdiyse 2006 yazının
Bugünü Yaşama Arzusu
#Schopenhauer *Yazar #Aldığımız her nefes bizi sürekli etkisi altında olduğumuz ölüme doğru çeker... Nihal olarak zafer ölümün olacaktır, çünkü doğumla birlikte ölüm zaten bizim kaderimiz olmuştur ve avını yutmadan önce onunla yalnızca kısa bir süre için oynar. Bununla birlikte, hayatımıza olabildiğince uzun bir süre için büyük bir ilgi ve
Reklam
Kudüs'te 1982 yılına kadar nöbet tutan Osmanlı Neferi
IĞDIRLI ONBAŞI HASAN'IN ÖYKÜSÜ Gazeteci İlhan Bardakçı anlatıyor: Yıllar önceydi, sene 1972. O zamanlar genç bir gazeteciydim. Türkiye'den bazı siyasiler ve iş adamları İsrail'e resmi ziyarette bulunuyorlardı. Biz de gelişmeleri izlemek için oradaydık. Bir sıcak mayıs akşamıydı. Her ziyarette olduğu gibi sıradan bir işti
TOKALI BABAANNEM
Babaannem 1975 yılının Ağustos ayında bir gün sabah namazından sonra vefat etti. Babam; “Haydi oğlum sen koşa koşa Ermenek’e git, amcanın kızına haber ver. Cenazeye gelsinler. Koşarsan bir saatte varırsın. Gelirken onlar arabayla onlarla gelirsin.” dedi. Köyümüz Ermenek’e 15 kilometre. Evet, 15 km. koşacaktım. Daha güneş doğmamıştı. Cebimde sadece
RAGIP - 5
Ne yapayım bilmiyorum Yemin billah beynim duruyor Sağa gitsem çıkmaz sola gitsem daha beter Ümitsizlik gırtlağıma yapışıp namusuma göz dikerken Şu mavi gökyüzü benim gözümde boyanmış bir tavandan ibaret Birde kaç derece bilmem ama lambası var tepemde, kavuruyor Şu şiirler olmasa karşımda bir solukla bir yerlere yetişmeye çalışan insanlar suret
Ben İsmet Özel, şair, kırk yaşında. Her şey ben yaşarken oldu, bunu bilsin insanlar ben yaşarken koptu tufan ben yaşarken yeni baştan yaratıldı kainat her şeyi gördüm içim rahat gök yarıldı, çamura can verildi linç edilmem için artık bütün deliller elde kazandım nefretini fahişelerin lanet ediyor bana bakireler de. Sözlerim var köprüleri
Reklam
Sen Genç Osman marşının hikayesini bilir misin dostum? Dur uzun etmeden ben anlatayım: Osmanlı Devleti zamanında bir yere asker topluyor. O Genç Osman'ın bulunduğu mahalle geldikleri zaman gençleri sıraya dizerler. Sakalı olmayanı savaşa götürmeyecekler. Sakalı çıkmış adam artık olgun olmuş, delikanlı olmuş anlamında oluyor burada. Toplayıcı abimiz tarağıyla sakala bırakıyor, durunca sen geç diyor. Genç Osman ecdadımız da daha toy olduğu için sakalı yoktur. Ama içinde ki şehadet aşkı buna mâni değildir, elhamdülillah. Sıra kendisine gelince eline aldığı tarağı dudaklarına saplar ve yüzüne bakana: -Tarak durduğuna göre bende orduya alınabilirim, der. Sonrasında savaş olur ve düşman kalesinin kapısı kırılınca ilk olarak Genç Osman girince kafası koptu diye rivayet ediliyor. Sonrasında o kendi kafasını koltuğu altına alıp 3 gün savaştığı rivayet olunur. Marşta oraya vurgu yapıyor. Şimdi gelelim kafası kopan bir insan yaşar mı? Bunu gavura şöyle delil gösteririm: Senin beynin olmadığı halde yaşatan Allah onu da öyle yaşatır. Müslümanım diyene ise şöyle delil gösteririm: Senin müslüman kalbin olmadığı halde hâlen bu dairede kalman, kalabilmen buna delildir. Neyse, biz marşımızı dinleyelim: youtu.be/RAvm2pIC-Ig?si=...
İç hesaplar.
Bir yaşa kadar çok içine kapanık biriydim. Dünya sanki beni çevreleyen dar bir çemberden ibaretti ve burada mutluydum, çocuktum. Sonra okul denilen şey başladı. İlk gün çok ağladım... Ve öğretmenime derse başladığı için çok kızdım. Çalışkan bir öğrenci olacak diye yordular bu davranışımı ama yanıldılar. Ben diğer çocuklarla nasıl iletişim
Bir anne bilmez mi, meleği için aklı başından gideni?
Bir insanı suçlamak gerçekten çok kolay.. Hele hele konu bensem herşey söylenilebilir.. Hatta geçenlerde bir kişi şöyle bir şey dedi; Abi senin hakkında insanların bir yargıyla düşünmesinden rahatsız olmuyor musun? Kesinlikle hayır dedim..Çünkü ilk önce baktığım şey insanların aklı fikri zekâsı ve âhlaki değerleri.. Hakkımdaki bir meselenin aslına
Annabel Lee şiirinden esinlenip kendi yazdığım hikayem
"Artık ömrünün son anlarında olan bir adamım ben. Bu satırları yazıyorum ki bu evde yarım kalan aşk hikayem unutulmasın. Benim adım Ozan. 68 yaşındayım. Sonunda sevdiğimle kavuşmama az kaldı. Sıcak bir haziran gününde, sevdiğimle aynı anda doğdum. Aynı anda inletti göğü ağlamalarımız. Sevdiğim, Sevda'm yan komşumuzdu. O da benim gibi
320 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.