Hayır Bayan Karasu, ben deli değilim, aklımı da kaçırmadım. Ama bu kadar acımasız, bu kadar sevgisiz, bu kadar hoyrat bir dünyada hiçbir şey olmamış gibi yaşayamazdım.
sesin yaklaştıkça yaklaştı yüzünü bile seçiyorum gülüyorsun ben de gülerim ne var sanki derdim dünyalar kadar sanki bir tek benim görmedin mi satürn bile çocuklarını kraker gibi yiyor
bense özlüyorum doğmamışları kendimden koruyayım diye hayattan mahrum ediyorum buna da gülünür mü gül hadi ne olur gücenirsem adam değilim
yanı başımdasın şimdi ne mutluyum bilemezsin gibisi fazla ya deli gibi özlüyorum doyasıya sarılamıyorum kanıma dokunuyor
Bu öykü Demirtaş'ın öyküsü değil, işçinin, emekçinin, direnişçilerin, adalet arayanların, zulüm görenlerin ve aşıkların öyküsüdür. Yani Kendi deyimiyle Demirtaş ben değilim, demirtaş sizlersiniz...
Yer yer güldüren ve hep düşünmeyi iğneleme yoluyla ön plana çıkaran bir öykü, 12 metrekarelik bir hücrede böylesine bir iş çıkarmak takdire şayan...
Diğer kitaplarında da olduğu gibi esprili dilini kullanmaya özen göstermiş, DAD'ı okurken biri size dışarıdan baksa, lan bu deli mi ? Falan der herhalde.
Tüm duyguları arşta yaşatıyor, aşkı bir de Demirtaş'ın ağzından dinleyin derim. okumuyor yaşıyor kişi, insanı sevdiğiyle hayal kurmaya itiyor...
Öyle zamanlar tehlikelidir Şemsettin.
Ya gel cebime saklan ya bırak şapkana saklanayım
Kim vurduya gider insan fırsat yok ki kendimi savunup aklanayım
Bir ara sen de biliyorum kedilerden korkuyordun
Çünkü kendini işkembe zannediyordun
Böyle bir şey ben de atlattım,
İskemle sandım kendimi bir süre
Üzerime oturacaklar diye korkulardaydım.
Ama sonra