GELİR ELBET BUDA ZAMAN
Seni öpebilmek istemiştim, İstemişlik işte daha bir şey gelmedi elimden. Bir ergen gibi otuz yaşlarında ben, Gözlerine baka baka utandım. Ama işte kendimi kandıramam, Sana sesim hiç bir şekil gitmese de, Aşığım ben sana hemde benden fazla. Aklımda kurguladığım her şeyi yapmak istedim, Belki sende bunu bekledin. Bir günlük yaşam işte böyle, Gelip
423 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bitti. Ben de bittim. BENİ DE BİTİRDİNİZ!! Birçok duyguyu aynı anda yaşıyorum şu an. Bir sürü şey yazmak istiyorum ama toparlayabilir miyim bilmiyorum... :') İlk kitaba göre çok daha tempolu ve akıcıydı. Bu kitapla daha derine indik, inmekle kalmadık yaraları iyice deştik ve bunların üstesinden gelmeye çalıştık (ben gelemedim.) Kitabın
The Raven King
The Raven KingNora Sakavic · Smashwords Edition · 201321 okunma
Reklam
"17 oldum. Ama sensiz oldum. Her doğum günümde fark ettiğim bir gerçek var 3 senedir. Doğum günlerim artık güzel değil çünkü sen yoksun. 3 senedir doğum günlerimi de sevmiyorum, 1 nisanları da, yılbaşını da, 17 aralığı da... Hepsi senden bir iz barındırıyor ruhumda. Doğum günlerim seninle anlamlıydı. Her doğum günümde arardın. Ben yine
Ne çare ki benden üstün güçlere karşı gelemedim, daha doğrusu ben zayıf davrandım, bu yüzden de bir çeşit vicdan azabı çekiyorum, tam nedenini söyleyemem ama krizlerimde o kadar çok bağırmam ondandır sanırım, bir şeye karşı savunmak istiyor ve beceremiyorum.
Kış aylarında birden hastalandı Mustafa Hoca. Karlı bir günde, karısının ısrarlarına rağmen derse gitmiş ve vasıta bulamadığı için okula kadar yürümek zorunda kalmıştı. Onu yollamak istemeyen Jale Hanım'a, "Bu iş şakaya gelmez, demişti, "Bir mühendisi iyi yetiştirmezsek, sonra felâketlerle karşılaşırız; yapılar çöker, şakası yok
Sayfa 237Kitabı okudu
Reklam
Şimdi sana zaten, zaten bildiğin şeyler söyleyeceğim. Dünya her zaman güllük gülistanlık değildir. Acımasız ve kötü bir yerdir. Ne kadar güçlü olduğun önemli değildir. İzin verirsen, seni dizlerinin üzerine çökertir ve sonsuza kadar orada kalmana sebep olur. Sen, ben, hiç kimse hayat kadar güçlü darbe vuramayız. Ama önemli olan ne kadar güçlü vurabildiğin değil. Önemli olan o darbeyi yedikten sonra ileriye doğru gitmeyi devam edip etmediğindir. Kaç darbe alıp hayatta yoluna devam edebiliyorsun. İşte kazanmak böyle bir şey. Şimdi eğer ne hak ettiğini biliyorsan gidip hak ettiğin şeyi al. Ama o darbeleri almaya hazır olmalısın ve birilerini suçlayıp istediğim yere gelemedim, sebebi oydu ya da buydu ya da her hangi biriydi diyemezsin. Bunu korkaklar yapar ve bu sen değilsin. Sen bundan daha iyisin. ROCKY IV (2006)
Günlerden Sen
"Ve yine günlerden sen... Aslında hep sensin günlerden, senden başkası olmadı ki hiç.. 706 gün oldu sen gideli... Yine soğuk aldın değil mi? Hep dediğim gibi, dikkat etmiyorsun kendine... Biliyor musun, senden sonrası hiç olmadı. Aslına bakarsan ben senden sonrasını da unuttum senden öncesini de. Evet, sen gittin benden ama ben seni hiç
Aişe (Allah ondan razı olsun)'dan rivayet edildiğine göre bir gün peygamber (sallallahu aleyhi vesellem)'e Ey Allahın peygamberi Uhud gününden daha şiddetli bir gün yaşadın mı? diye sordum. Şöyle cevap verdi. "Evet senin kavminden çok kötülük gördüm. Onlardan gördüğüm sıkıntının en şiddetlisi Akabe gününde idi. O gün ben Taifli Abdü Külalin oğlu İbni Abdu Ya'lile sığınmak istemiştim de beni kabul etmemişti. Bende geri dönmüş, derin üzüntüler içinde dalgın dalgın yürüyüp gidiyordum. Karn'üs Sealîbe varıncaya kadar kendime gelemedim. Orada başımı kaldırıp baktığımda bir bulutun beni gölgelediğini gördüm. Dikkatlice bakınca bulutun içinde Cebrail'i gördüm. Cebrail bana seslenerek Allah kavminin sana ne söylediğini ve seni himayeyi nasıl reddettiğini duymuştur. Onlara dilediğini yapabilmem için sana dağlar meleğini göndermiştir. Bunun üzerine dağlar meleği bana seslenerek selam verdi. Sonra da: "Ey Muhammed kavminin sana ne dediğini Allah işitti. Ben dağlar meleğiyim ne emredersen yapmam için Allah beni sana gönderdi. Ne yapmamı istiyorsun? Dilersen Ahşabeyn denilen şu iki dağı onların başına kapatıvereyim dedi. o zaman ben "Hayır Allah'ın onların soylarından sadece Allah'a ibadet edecek ve ona hiçbir şey ortak koşmayacak kimseler çıkaracağını ümit ederim dedim." (Buhâri Bed'ul halk 7, Müslim cihad 111)
O zamandan beri kendime gelemedim. Emekli ihtiyarlar gibi herkese ağrılarımdan yakınıyorum. Şakaya getirerek söylüyorum tabii. Herkesle birlikte gülüyorum durumuma. Daha doğrusu, güler gibi yapıyorum. Benimle birlikte oldukları zaman genellikle gülerler. Öyle alıştırmışım. Kimi görsem, seni andık geçen gün: bilsen ne kadar güldük, der. İki yıl önce, birlikte içerken ne demiştin, hatırlıyor musun? diyorlar. Hatırlamıyorum. Onlar hatırlıyor. Tekrar anlatıyorlar. Anlatırken bile dayanamayıp gülüyorlar. Ben gülecek bir şey göremiyorum ortada. Duruma uygun bir söz etmişim: eskimiş, geçmiş. Üstelik böyle aptalca bir söz söylemiş olduğum için utanıyorum. Aklı başında bir insan, beni bu arkadaşlarımdan öğrense kim bilir ne can sıkıcı bulur. Ben de öyle buluyorum. Bana böyle birinden bahsetseler, tanışmak bile istemem. Ciddi konularda karşıma yalçın dağlar gibi çıkan insanlar, gülmeye sıra gelince teslim oluyorlar hemen. Bu işi de bana bırakıyorlar. Sen de bununla teselli et kendini, diyorlar herhalde. Bu ayrıcalığı bana verenler cahil insanlar tabii. Bilgiçler bu mesele üzerinde durmuyorlar bile. Ya da güldürme hevesimi alay konusu yapıyorlar. Dergide herkes bir işle meşgul oluyordu; herkes bir işten anlıyordu; herkes bir işten sorumluydu. Bana da espri uzmanı adını taktılar. Güldürmek isterken gülünç olmak. Ancak benim başıma gelir böyle acıklı durumlar. Beni yanlarında dolaştırdıkları için onlar adına utanıyorum. Gene de gülüyorlar sözlerime. Aptalca buldukları için gülüyorlar elbette. Fakat gülerken sanki öyle değilmiş gibi davranıyorlar.
Sayfa 591Kitabı okudu
Reklam
416 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Felah incelemesi
Yeni bir kurgu ile geldim. Felah'a genel itibarıyla, 2. Karabağ Savaşı'nı anlatan bir kurgu diyebiliriz. Kardeş ülkemiz Azerbaycan özgürlük savaşında girdiğinde, Türkiye'nin de yardım ettiği ve kahramanca savaştığı bir dönem 2. Karabağ. Vatanları için canlarını ortaya katan askerlerimiz, onların askerleri, iki kardeş
Felah 1
Felah 1Leman Veli · Ephesus yayınları · 2023195 okunma
Raymalı-aga kendi zamanında çok tanınmış bir cırav (yırcı), bir ozan idi. Daha küçük yaşta ün kazanmıştı. Tanrı vergisi bir yetenek ve kişiliğinin üç güzel özelliği sayesinde bozkırın en ünlü yırcısı, âşık ozanı olmuştu: Güftesini kendi yazar, bestesini kendi yapar ve güzel sesiyle bunları hem çalar, hem söylerdi. Dinleyenler ona hayran
ötüken yayınevi
ne çare ki benden üstün güçlere karşı gelemedim, daha doğrusu ben zayıf davrandım, bu yüzden de bir çeşit vicdan azabı çekiyorum, tam nedenini söyleyemem ama krizlerimde o kadar çok, bağırmam ondandır sanırım, bir şeye karşı savunmak istiyorum ve beceremiyordum.
Sayfa 127Kitabı okudu
173 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitapta üç kadının gözünden bir ailenin ağır dramını okuyoruz. Anneanne Sabiha, anne Sezin ve kızı Füsun... Bu üç kuşağın ve onların etrafını saran kadınların hayatlarına konuk oluyoruz. Deliliğin sınırında gezen, çaresizliği, mutsuzluğu, sevgisizliği sonuna kadar yaşayan, dibi gören kadınlar... Her birinin hayatı acılarla dolu. Sanki bu acılar
Kabuk
KabukZeynep Kaçar · Sel Yayıncılık · 20173,156 okunma
397 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.