218 syf.
8/10 puan verdi
Eserin en ilginç yönü, anlattığı aşk değil, hayal dünyasında yaşayan, yalnız ve kendini sosyal hayattan soyutlamış gencin, bu aşk ile kaçırdıklarını fark etmesi, gerçek hayat-hayal dünyası karşılaştırması yaparak, bilinçli olarak tercih ettiği hayal dünyasının tahlilini yapmış olmasıdır. Bu tahlilde kahramanımız şunları der: “…şimdiye kadar
Beyaz Geceler
Beyaz GecelerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202073,5bin okunma
Jack Kerouac Kendini Anlatıyor Ben hayatım boyunca pranga mahkûmiyetlerinden kaçan köksüz bir ağaç oldum. Ne durmayı ne de aynı yolu ileri geri kat etmeyi severim. Bana sorarsanız, gerçek yaşam hiç durmadan dosdoğru denize doğru gitmektir. Öyküler söylemek, öyküler dinlemek, öyküler yaşamak… Benim öyküm de onlardan biri. Her zaman gizlice
Reklam
Sık sık başı ağrıyordu. Çok ders çalışmasına rağmen "anne çok çalışıyorum fakat unutuyorum" derdi. Bakkala birşeyler almaya gönderdiğimde ne alacağını unutuyordu. Not tutmaya başladı, not tutmasa unutuyorum diyordu. Keşke o zaman farkına varsaydım diye kendimi suçluyorum. Biz çok ders çalıştığı için belki zihni yoruluyor diye
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Bu gece size bir kartpostal yazdım. Yarın posta gelirse veririm. Gelmezse bir köşede kalır. İki satır yazabildim: "İyiyim. Merak etmeyin." Yalandı. Ben iyi değilim. Sonra bu defteri elime aldım. Gerçeği ancak bu defter çeker. Ama çoğu kez bu dehşetin kelimesini bulup da bir yerden çıkaramıyorum. Yazıya düşen hiçbir şey ateşini olduğu gibi yansıtmıyor, her şey yazıya dönüşürken munisleşiyor. Hiçbir alfabede "Z"den sonra harf yok çünkü. Bu rezaletin kelimeler karargahında bir karşılığı yok. Böyle bir şey sadece yaşanabilir. Yaşayanlar da tez elden unutma telaşında. Tarih kitaplarına girecek üç soğuk cümlenin ardında ne mahşer var oysa.
Sayfa 401Kitabı okudu
Gölgem düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına Hadi gir içeri. Ama gözlerindeki o kanayan suçluluk bırak kapıda kalsın. Ona ihtiyacımız yok artık. O hayatın içine birtürlü sığamayan ve telaşından durmadan sigaraya sarılan yorgun ellerini, nereye baksan hep karşında duran o kırgın çocukluğunu, uzak denizlerin sisli buğusuyla her daim ıslak dudaklarını,
Reklam
Gölgem Düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına
Gölgem Düşmüyor Artık Evinin Duvarlarına Hadi gir içeri. Ama gözlerindeki o kanayan suçluluk bırak kapıda kalsın. Ona ihtiyacımız yok artık. O hayatın içine birtürlü sığamayan ve telaşından durmadan sigaraya sarılan yorgun ellerini, nereye baksan hep karşında duran o kırgın çocukluğunu, uzak denizlerin sisli buğusuyla her daim ıslak
Ergür Altan
-Ben Hanım Hanımcık Olmayan Bir Kadınım Bayım- Bazı kadınlar serseridir bayım; iyi küfreden, yiğitçe seven, delikanlıca kederlenendir bazı kadınlar. Yiğitlik de, delikanlılık da böyle kadınlara yaraşır asıl, siz erkeklere değil! Bir bak yüzüme şimdi; paranı, statünü yapmacıklığını al ve defol buradan! Bazı kadınların mevsimi kıştır bayım; kedim
8. Hikaye Tamamlama Etkinliği
Hikayemiz bu ileti altından yürütülecektir. Katılımcı sırası ve yorumlar için: #11646309
NigRa
NigRa
Saat gece yarısını çoktan geçmiş "yarım" diye belirtilen 12.30'u göstermekteydi. Akreple yelkovan iki ayrı uçtaydı, kavuşamayan iki aşık gibi diye düşündü. Sonra aklı yine yarım kavramına kaydı. 24'ün yarısı 12
16 Haziran 1992 Cumartesi, saat 8
Bu sabah musluktan su akmıyordu. Blop, blop, iki bebe hıçkırığı, hepsi o kadar. Komşu hanımın kapısını çaldım: onların evinde her şey yolundadır. Ana vanayı kapatmış olmalısınız, dedi bana. Ben mi? Nerede olduğunu bile bilmiyorum, buraya yeni taşındım, biliyorsunuz, eve de akşamdan akşama geliyorum. Tanrım, yoksa bir haftalığına
Doğan KitapKitabı okudu
Reklam
ayet İstanbul Boğazından, son padişahla son şehzadesini alarak uzaklaştı.Hiçbir şey kalmadı geriye.Bir büyük boşluk kaldı geriye.Bir de bütün bunları, bulutların ufuk üzerinde koştuğu güz akşamları, kıyıya iyice yanaşan masal gemilerinin gölgelerine bakarak ve dahi o gölgeleri kendisi gibi görebilecek başkalarının varlığını da vehmederek dalgalara
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.