Yazarın genel tarzı bu kitapta yine kendini göstermişti. Kendimi ittire ittire ilk yarısını okudum ve son yarısı yine tek oturuşta bitti. Tabii bu kitap bir tık geçiş kitabıydı. Bir sürü düğüm çözüldü, bazı sırlar açığa çıktı ve yeni sorular çıktı ortaya. Bu açıdan kitabı sevdim ama yazar bunları yaparken bir tık olayları arka plana itmişti. Ayrıca çok mu barizdi yoksa ben biraz fazla mı dikkatli okudum emin olamıyorum ama bazı sırları daha açığa çıkmadan biliyordum. Ha bu hiçbir şey beni şaşırtmadı mı demek? Hayır, asla değil. Özellikle Archer olayı beni çok şaşırttı, onu hiç beklemiyordum.
Bunun dışında kitap hakkında söyleyebileceğim pek bir şey yok. Bir serinin devam kitabı olduğu için ne söylesem spoiye girecekmiş gibi hissediyorum. Şu ana dek seriye bayıldım, %100 okumalısınız diyemem. Güzel, keyifli bir seri ama beni Dikenler ve Güller Sarayı kadar çekmedi kendisine şu anlık. Üçüncü kitapta neler beni bekliyor bilmiyorum ama herkes dönüm noktasının o kitap olduğunu söylediği için seriye devam edeceğim (p.s. bu yorumu yazarken üçüncü kitaba henüz başlamamıştım ama şu an bitti ve kendisi yorum sırasında, yakın zamanda gelir ) Sanırım serinin ilk yarısı bittikten sonra önerip önermeyeceğimi göreceğiz.