Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ona sorarsanız: ’Lafı bile edilemez, mikroskopik bi zaman…’
Bana sorarsanız: ‘On senesi ömrümün…’
Bir kurşun kalemim vardı, ben içeri düştüğüm sene
Ben içeri düştüğümden beri
güneşin etrafında on kere döndü dünya.
Ona sorarsanız :
"Lafı bile edilmez,
mikroskobik bir zaman."
Bana sorarsanız :
"On senesi ömrümün."
Bir kurşun kalemim vardı
ben içeri düştüğüm sene.
Bir haftada yaza yaza tükeniverdi.
Ona sorarsanız :
"Bütün bir hayat."
Bana sorarsanız:
"Adam sen de, bir iki hafta."
Ben içeri düştüğümden beri
güneşin etrafında on kere
döndü dünya.
Ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine,
ben içeri düştüğüm sene
ONLAR için yazdığımı:
"Onlar ki toprakta karınca
suda balık
havada kuş kadar
çokturlar,
korkak, cesur,
cahil, hakîm
ve çocukturlar,
ve kahreden
yaratan ki onlardır,
şarkılarımda yalnız onların maceraları vardır."
Ve gayrısı,
meselâ benim on sene yatmam,
lafü güzaf.
Katillikten yatan Osman,
ben içeri düştüğümden beri,
yedi buçuğu doldurup çıktı,
dolaştı dışarlarda bir vakit,
sonra kaçakçılıktan tekrar düştü içeri,
altı ayı doldurup çıktı tekrar,
dün mektup geldi, evlenmiş,
bir çocuğu doğacakmış baharda.
Ben içeri düştüğümden beri
güneşin etrafında on kere döndü dünya.
Ona sorarsanız :
"Lafı bile edilmez,
mikroskobik bir zaman."
Bana sorarsanız :
"On senesi ömrümün."
Ben içeri düştüğümden beri
güneşin etrafında on kere döndü dünya.
Ona sorarsanız:
"Lâfı bile edilmez,
mikroskobik bir zaman."
Bana sorarsanız:
"On senesi ömrümün."
Ben içeri düştüğümden beri
güneşin etrafında on kere döndü dünya.
Ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine,
ben içeri düştüğüm sene
ONLAR için yazdığımı
"Onlar ki toprakta karınca
suda balık
havada kuş kadar
çokturlar,
korkak, cesur,
cahil, hakim
ve çocukturlar,
Ve kahreden
yaratan ki onlardır,
şarkılarımda yalnız onların maceraları vardır."
Ve gayrısı,
mesela benim on sene yatmam,
lafü güzaf.
Ben içeri düştüğümden beri
güneşin etrafında on kere döndü dünya.
Ona sorarsanız :
"Lafı bile edilmez,
mikroskobik bir zaman."
Bana sorarsanız :
"On senesi ömrümün."
Ben içeri düştüğümden beri
güneşin etrafında on kere döndü dünya.
Ona sorarsanız:
“Lafı bile edilmez,
mikroskobik bir zaman.”
Bana sorarsanız:
“On senesi ömrümün.”
…
Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
O'na sorarsanız: ’Lafı bile edilemez, mikroskopik bi zaman...’
Bana sorarsanız: ‘On senesi ömrümün...’
Bir kurşun kallemim vardı, ben içeri düştüğüm sene
Bir haftada yaza yaza tükeniverdi
Ona sorarsanız: ’Bütün bi hayat...’
Bana sorarsanız: ‘Adam sende bi hafta...’
.
Ben içeri düştüğümden beri güneşin etrafında on kere döndü dünya
Ve aynı ihtirasla tekrar ediyorum yine
‘Onlar ki; toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar.
Korkak, cesur, cahil ve çocukturlar,
Ve kahreden yaratan ki onlardır,
Şarkılarda yalnız onların maceraları vardır’
Ve gayrısı
Mesela, benim on sene yatmam
Laf’ı güzaf…