Aşağı yukarı bu tür şeylerin tehlikeye girmeden nasıl üstesinden geleceğim konusunda öğüt verebileceğini belirttin yalnızca. Senden belki tam da böyle bir yanıt koparmak istemiştim; bu etle ve bütün iyi şeylerle aşırı beslenmiş, bedeni hareketsiz, sürekli kendiyle meşgul çocuğun şehvetine uygun bir davranıştı ne de olsa; gelgelelim dışarıdan algılanan utancım bundan öylesine incinmişti ki -ya da ben incinmiş olması gerektiğine inanmıştım- irademe karşı koyup seninle bu konuyu konuşmak istemedim ve kibirli bir küstahlıkla konuşmayı yarıda kestim.
150 syf.
9/10 puan verdi
Türk edebiyatı klasiklerinden okuduğum ilk eser. Daha önce Türk edebiyatına dair çok kitap okuyamamış ve okuduklarımı da çok beğenmemiştim. Bu yüzden bu kitaba da biraz önyargılı olarak başladım ve beklentim de pek fazla değildi. Fakat kitabı okurken bitsin istemedim çünkü çok eğlendim, baya güldüm yerler oldu. Başta geçen konuşmalara bakıp 'yine beğenmeyeceğim sanırım' diye üzülerek devam etsem de kitabı bitirince, iyi ki okudum, dedim. Hüseyin Rahmi o dönemi çok güzel anlatmış, kadınlara karşı olan tavırları görünce üzüldüm, İrfan Bey'inse gelen ilk mektuba bakarak hiç bilmediği birine aşık olmasına şaşırdım. Kitabın konusu adından da anlaşılacağı üzere bir kuyrukluyıldızın dünyaya çarpacağı söylentisi üzerine gelişen olaylar anlatılmakta; dili gayet akıcı, yer yer halk ağzıyla konuşmalar da mevcut ki buralarda çok güldüğüm oldu. Özetle ben bu kitabı çok sevdim, Türk edebiyatına giriş için güzel bir seçimdi devamının gelmesini umarak size de öneriyorum, keyifle okuyun. :)
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaçHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,7bin okunma
Reklam
"Ben," dedi, "bir şeye özlem duydum mu, ne yaparım bilir misin? Bir daha hatırlamayacak kadar bıkıp da kurtulmak için yerim,yerim... Ya da tiksintiyle hatırlamak için. Bak bir zamanlar çocukken, kirazlara karşı anlatılmaz bir tutkum vardı. Param olmadığı için azar azar alıyor, yiyor, yine istiyordum. Gece gündüz kiraz düşünürdüm, salyalarım akardı; işkenceydi bu! Günün birinde, kızdım mı, utandım mı, bilmiyorum; baktım ki kirazlar bana istediklerini yaptırıyorlar ve beni rezil ediyorlar, ne plan kurdum bilir misin? Geceleyin yavaşça kalktım, babamın ceplerini yokladım, gümüş bir mecidiye bulup çaldım. Sabah sabah da kalktım, bir sepet dolusu kiraz satın aldım. Bir çukurun içine oturup başladım yemeye. Yedim, yedim, şiştim, midem bulandı, kustum. Kustum patron. O zamandan beri de kirazlardan kurtuldum; bir daha gözüme görünmelerini bile istemedim. Özgür oldum. Artık kirazlara bakıp şöyle diyordum: Size ihtiyacım yok! Şarap için aynı şeyi yaptım, sigara için de. Hâlâ içiyorum ama, istediğim anda 'harp' diye bıçakla keser gibi kesiyorum. Tutku bana egemen olamamıştır."
Sayfa 225
331 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bayıldım
"Bakabiliyorsan, gör. Görebiliyorsan fark et. " sözüyle beni karşıladı ve öyle yerlere götürdü ki. Kimi zaman dehşet içinde okudum, kimi zaman karakterlerin yerine ben heyecanlandım. Dışarıdan benimle konuşmak isteyenlere, dur bir dakika çok heyecanlı, dedim durdum sürekli. Gerçekten çok hoşuma giden bir kitap oldu. Kitabın içine o kadar girdim ki bazen kendimi kör gibi hissediyordum. İşleri nasıl halletmem gerektiğini düşünüyordum. Bir gün dışında hiç elimden bırakmak istemedim ve bitirmek için uyumadım. Umarım siz de okurken kitapta kaybolursunuz.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022105,2bin okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
O kadar güzel bir seriydi ki... Beni bambaşka dünyalara götürdü ve çok güzel duygular hissettirdi. 3 kitaplığına bir mafya ailesine üye oldum ve asla oradan çıkmak istemedim. Luca... Ah Luca. O kadar çok sevdim ki. Aileye üye olup aslında zihnen asla orada olmamasını, duygularını içine gömüp sevdiği kadını korumaya çalışmasını. Mükemmel bir karakterdi. Çok sevdim, keşke biraz daha Luca okuyabilseydik. Tam aksine Nic’ten de nefret ettim. Sürekli ben seni seviyorum diyen ama aslında Sophie’yi bir suç makinesine dönüştürmeye çalışan birisiydi. Tam bir vakit kaybı. Bunun haricinde Falcone kardeşler kesinlikle mükemmeldi. Hepsinin kendine özgü karakterleri vardı, bu açıdan hepsini (Nic hariç) çok sevdim. Kesinlikle tüm övgüleri hak eden, çok güzel bir seriydi. Keşke daha fazla okuyanı olsa ve seri hak ettiğini alabilse. Sanırım bir süre bu evrenden asla çıkamayacağım. İyi ki bu seriyle tanıştım ve okudum, umarım okumayanlar da bir an önce serinin güzelliği ile tanışır.
Mafya
MafyaCatherine Doyle · Yabancı Yayınları · 2020409 okunma
Tarık Tufan'ın son kitabı Düşerken... Yazarın en sevdiğim ve etkilendiğim kitabı oldu. Bir yolculuk romanı mı diyelim, bir arınma romanı mı, bir geçmişe yolculuk romanı mı bilmiyorum ama gerçekten kurgusuyla sizi ilk andan itibaren içine çeken kitap bir sonraki aşamayı merak ettirerek aklınızın sınırlarını da sık sık zorluyor ve özellikle en sonda
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.