Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biz konuya direkt girme konusunda biraz zorlanırız. Selamlaşma tamam, tüm dünyada var. - Merhaba, nasılsın? - İyiyim, sen nasılsın? - Ben de iyiyim. Buraya kadar tamam. Ama "Daha daha nasılsın?" lafı bir tek Türkçede var. Allah aşkına aranızda "How are you more more?" diye birşey duyan var mı? yok. Adam direkt konuya giriyor çünkü.
Sayfa 200Kitabı okudu
— Peki, çıkınında ne var? Yiyecek mi, çamaşır mı, takımların mı? Arkadaş, omuzlarını kaldırıp güldü. — Bana çok namuslu görünüyorsun, dedi, kusura bakma! Uzun, sert parmaklarıyla çıkınını okşadı: — Hayır, diye ekledi, santurdur bu. — Santur* mu? Santur çalar mısın sen? — Fukaralık bastığı zaman kahvelerde dolaşıp santur çalarım. Bu
Sayfa 37 - Can Yayınları MinikitapKitabı okudu
Reklam
~~Sabaha Kadar~~ Dünya o kadar büyük ki Bir noktayım ortasında, ne yapsam. Bazen de o kadar küçülüyor ki dünya Devrilecek sanıyorum, kımıldarsam. Hayat o kadar uzun ki Öyle bitmez geliyor ki bir an Bir de bakıyorum, o kadar kısalıyor ki Ne çıkar diyorum bir hayattan Saadet o kadar lâzım ki yaşayana Billâhi can verir uğrunda insan. Hem o kadar boş ki mesud olmak Gün yüzü görmeden ölenlerin arkasından. Ben o kadar önemli kişiyim ki O kadar iyiyim ki aklım ve düşüncelerimle. O kadar fenayım ki ben Delice niyetlerimle. Gece; ne kadar karanlık ve sessizsin Öyle kaplıyorsun ki evleri, yolları, denizleri. Hem o kadar aydınlık ve seslisin ki Çılgınca coşturuyorsun bizleri. Sabah; bir yeni dünya gibi geliyorsun Öylesine süslü, öylesine sadesin ki Sen o kadar güzelsin ki sabah O kadar güzelsin ki...
İlk cümle faizciliğin haykırışıdır. Faizle beslenmek, "Sen çalış, ben iyiyim!" diye seslenmektir diğer insanlara.Faiz ödeyen, bilsin bilmesin, “Ben çalışayım, sen ye!” tezgâhında bulur kendini. Aldığı borçtan memnun değildir.Darda kaldığı için almak zorundadır. Kendi darlığının, bir başkasının keyfini genişlettiğini çok iyi bilir.Belki de eline sermaye geçirdiği ilk fırsatta, o da bir başkasını daraltarak hazlarını genişletmeyi planlamaktadır. Bir başka insan, kendisini yiyen kurt oluyorsa, o da bir başka insanı yiyecek kurt niye olmasın? Faiz uygulaması, sermaye ile emeği karşı köşelere koyar, birbiriyle dövüştürür. Dövüşmenin galibi baştan bellidir. Faiz, emeği sermayeye ezdirir.Faiz, emekçiyi sermaye sahibine düşman eder. Faiz, sermayeyi hak ettiği değerden eder.Faiz, sermaye sahibine çalışmadan kazandırır, emekçiyi kazanmadan çalıştırır. İnsanı insanın kurdu yapar.Faiz yüzünden, emekleriyle kazananlar, sermayesiyle kazananlara kin besler, haset eder, hasım kesilir. Sınıf kavgaları ateşlenir.
Atlıkarınca – Turgut Uyar Tel cambazı istiyordu ki dünya istediği gibi olsun. Bile bile aldanmaya vardırıyordu işi. Ama olmuyordu kendisi vardı. önceleri terliydi avuçlarımdan kayıyordu sonra sonra hem alıştım hem sevdim dedim ki ne iyi bu kadındır gecenin yarısında etleri var beyaz, gergin sıcaklığı var öp öp ısın karanlık sokakları kötü
SAHTİYAN
13. olmamış, eksik kalmış, ertelenmiş kaç yaz gecesi terli ırmaklar gibi artık kavuşamaz kollarım artık hiçbir yazın yüzüme koyamayacağı o eksilmiş şey hangi ayın, hangi yıldızın aynasına sırlanmış ben nerde bulacağım? ömrümün son kalesi de düştü kaç kez yaz geçti üzerinden kaçları mahpus oldu şimdi ben, günahına emanet edilmiş bir mermi çekirdeğiyim nefti seyrekliğindedir gözlerim ve yüzümün bir yanı nemli sahtiyan sen bakma bana, aldırma sevdiğim boynumdaki hamayılla birlikte ben on yıldır iyiyim, iyiyim.
Reklam
Arkadaşlar Lütfen Okuyun
Sağırın Hasta Komşusuna Hatır Sormaya Gitmesi Anlayışlı, hal hatır, yol yordam bilen birisi bir sağıra; ''Komşun hastalanmış, haberin yok mu?'' Dedi. Sağır, kendi kendine ''Bu sağır kulakla, o hasta gencin ne dediğini ben nasıl anlarım?'' Dedi. İnsan hasta olunca, sesi de hafiflenir, zayıf çıkar. Bu durumda onun sözlerini hiç anlayamam. Ama,
Sayfa 221
574 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.