"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Kızı ile birlikte köprüden geçerken baba kızına ''tatlım elimi tut ki nehre düşmeyesin'' demiş.
Küçük kız babasını şaşkına çeviren bir cevap vermiş.
''Hayır babacığım sen benim elimi tut.'' Babası şaşkınlıkla kızına sormuş.
''Ne fark eder kızım?''
Küçük kız, “Çok şey fark eder babacığım” demiş ve devam etmiş. ''Eğer ben senin elini tutarsam ve bana bir şey olursa senin elini bırakabilirim. Ama sen benim elimi tutarsan biliyorum ki, ne olursa olsun sen asla beni bırakmazsın.''
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası ‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729)
Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
Fourt Wing-Rebecca Yarros
“Savaşmak zorundasın, Vi
Uyandığında benden istediğin kadar nefret et. Çığlık atabilirsin, vurabilirsin, kahrolası hançerlerini bana fırlatabilirsin, umurumda değil ama yaşamak zorundasın. Beni sana aşık edip sonra da ölmeye zorlayamazsın. Sen olmadan bunların hiçbiri değmez."
Hazırsanız başlıyorum.Ejdarhalarınıza
Birçok yüz ona bakıyordu. Neredeyse birbirinin dibinde birçok yüzler. Hepsi yabancı yüzler. Ama hepsinde ortak ve tanıdık bir ifade vardı, kaygı ve telaşa benzeyen. Bir başka gariplik de arka plandaydı. Bu yüzlerin arka planı tavana benziyordu; çok saçma... Sesler biraz boğuk, biraz da çınlamalı geliyor, bir kargaşa varmışçasına, kimin de ne
Nazım Hikmet’i azıcık da olsa anlayacak kudrette gibiyim de anlatacak kudrette değilim. Olamadım olamıyorum ! Şairler şiirlerini bazen şiir yazmış olmak için yazmış olsa ne kadar kolay olurdu. Saçma sapan oldu değil mi temennim? Hani diyorum , sadece okusam , meraklanıp detayına inmesem , ne kadar kolay. Ruhun dinlensin, beynin