Hani: milliyetin İslâm idi... Kavmiyet ne! Sarılıp sımsıkı dursaydına milliyetine! "Arnavutluk" ne demek, var mı şeriatte yeri? Küfr olur, başka değil, kaumini sürmek ileri! Arab'ın Türk'e, Lazın Çerkez'e, yahud Kürde, Acemin Çinliye rüşhanı mı varmış? Nerde? Müslümanlıkta "anâsır" mı olurmuş? Ne gezer? Fikr-i Kavmiyeti tel'in ediyor Peygamber. Uzun şiirini şu feryadla bitiriyor: "Bunu benden duyunuz, ben ki evet Arnavudum, Başka bir şey diyemem.. işte perişan Yurdum." (Safahat ( sh.208))
Sayfa 100
Onbirinci Bürhan (Onbirinci delil,hüccet)
Gel, ey arkadaş! Şimdi sana geçmiş olan on bürhan kuvvetinde kat'î bir bürhan daha göstereceğim. Gel, bir gemiye bineceğiz; şu uzakta bir cezire var, oraya gideceğiz. Çünkü bu tılsımlı âlemin anahtarları orada olacak. Hem herkes o cezireye bakıyor, oradan bir şeyler bekliyor, oradan emir alıyorlar. İşte bak, gidiyoruz. Şimdi şu cezireye
Eşkiya
Baran: bana niye ihanet ettin Berfo? Berfo: ihanet haa. demek sen benim yaptıklarıma ihanet diyorsun ha? peki, iyi öyle olsun. şimdi ben sana şöyle desem; ben bunları yaptım, çünkü âşıktım ben, yani vurulmuştum, ölüyordum aşkımdan. bunun üzerine kim bana ne diyebilir ha? ihanet mi? aşkım için yaptım ulann! ahlaksızlık mı? evet yaptım. ben en yakın arkadaşımı seni jandarmaya ihbar etmiş adamım. sen yapabilir miydin benim yaptığımı? haaa? en sevgili arkadaşına ihanet edebilir miydin? onu jandarmaya ihbar edebilir miydin? arkadaşının altınlarını çalabilir miydin? o altınlarla arkadaşının sevdiği kadını anasından babasından satın alabilir miydin? arkadaşını ölüme gönderebilir miydin? ama ben yaptım. aşkım için… şimdi söyle bana; hangimizin aşkı keje’ye daha büyük haa? hangimizin? hangimiz keje için böyle büyük bir günaha girmeyi göze alabildik? ben bu aşk için cehennemde yanmaya hazırım. Ya Sen? EŞKİYA (1996) 🎬 youtu.be/MMvgpwXbO5k?si=...
Yönetici olan oydu, kadındı. Özel- likle Clay'in muhteşem suratındaki ifadeleri izlerken, onu okşarken gözlerinin yukarı doğru kaymasından bunu daha iyi anlayabiliyordu. Bu sırada Clay, Julia'nın avucunun içinde ileri geri gidip geliyordu. Julia boşta kalan elini süveterine sonra da sütyeninin kenarına daldırarak daha önce oraya
Sayfa 94
Boş vermek öperken, severken boş vermek sevmelere Sulardan ürpermek gibi dokununca Ya da ben kimi sarmışım böyle kollarımla Kime söz vermişim, biraz da unutmak gibi Denir mi, ama hiç denir mi iş edinmişim ben İş edinmişim öyle kimsesizliği Kendimi saymazsam - hem niye sayacakmışım kendimi Konuşmak? konuşuyorum; alışmak? evet alışıyorum da Süresiz, dıştan ve yaşamsız resimler gibi.
Sayfa 160 - YKY
Artık
Artık şiir yazamıyorum, Gençlik bitti demekki. Kelime oyunları,teknik yaklaşım. Evet bir şeylere benziyor yazdıklarım. Okuyunca diyorum bunu ben mi yazmışım? Ne coşku kalmış cümlelerimde, Ne bir çocuk neşesi. Hep bir beğenilir miyim endişesi. "Artık" kelimesinin başka bir anlamı da var artık.
:D
«- Burası Milliyet Gazetesi!.. Buyrun!..» Dedim ki: «-Ben Kadir Mısıroğlu, sizin Üniversite muhâbirinizle görüşmek istiyordum!..» Muhavere şöyle devam etti: «- O şu anda burada yok. Ne yapacaktınız kendisini?!» «- Bir şey söyleyecektim O'na.» «- Ben karikatürist Turhan... Bana da söyliyebilirsiniz.» «- Öyle mi?» «- Evet, evet!..» «- Ben dünkü hadiselerde canımın sıkıntısından «Hasbunallahû veniğmel vekil!..» demiştim. Sizin üniversite muhabiriniz bu sözü «arabca küfür» zannetmiş. Bendeniz arapça küfretmesini bilmem ama türkçe küfretmesini çok iyi iyi bilirim. Sizin topunuzun anasını avradını...»
560 syf.
7/10 puan verdi
incelememde konudan ara sıra kopabilirim, arada belki bolca kızabilirim yazara. Ama sırayla gitmeye çalısacağım. Öncelikle bu seride bolca savaş ve olay odaklı olacağını bilerek okumanız gerekiyor. olaylar efsaneler kitabın temposunun hiç düşmememsini sağlıyor. İkinci kitabın sonunda Nezha'nın Rin'e yaptığı ihanetten sonra Kitay ile
Yanan Tanrı
Yanan TanrıR.F. Kuang · İthaki Yayınları · 2022310 okunma
436 syf.
·
Puan vermedi
#kitapyiyenler -SUNYI DEAN “Kendinden nefret etmek insanlık türünün doğasında vardı. İnsanlarla yaptığı çeşitli işlerden sonra bu sonuca varmıştı. Kendi kendilerinden nefret edecekleri eksik bir şey bulamadıklarında insanlar komşularındaki kusurları aramaya başlarlardı. Bu eğilim lezzetliydi. “ HAKİKAT, BESLENDİĞİMİZ HİKAYELER İLE KENDİSİNE AÇ
Kitap Yiyenler
Kitap YiyenlerSunyi Dean · Athica Books · 20242 okunma
332 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Yine hiç konusuna bakmadan okuduğum kitap. Kitabın konusu gerçekten iyi ama ben bir türlü kitaba kendimi veremedim, evet dili akıcıydı ama karakterlerden mi kaynaklı bilemiyorum ama ben pek sevemedim. Umarım serinin devam kitaplarında başrol kadın karakter gücünün farkına varır ve savaşacak motivasyonu bulur( evet yaşadıkları kolay şeyler değildi ama...) çünkü neredeyse kitabın tamamında kızın zayıflıklarını okudum ve biraz sıkıldım açıkçası. Bir de seri 6 kitap ve bilmem kaç tane novellası var, yani yazar ne yazmış olabilir bunca kitapta ama yine de devam kitaplarına bir şans vereceğim çünkü konusu gerçekten ilgi çekici.
Bana Dokunma
Bana DokunmaTahereh Mafi · DEX Yayınları · 20181,336 okunma
İki Günlük Devrim
Bir süre boş boş bakan gözlerle aldırmadan halıya damlayan meyve suyu paketini izledi. Az ötede duran ucuz boş votka şişesi gözüne ilişti. Umut kendi kendine mırıldanarak: “Dün gece ne kadar çok içmişiz öyle; neredeyse dün geceye dair hiçbir şey hatırlamıyo-rum. Bu son olsun, bundan sonra alkolü bu kadar çok abartma-yacağım.” Bir anda aklına bir soru düştü: “Üç beş saat, belki de daha fazlası bilmiyorum. Sonuçta insan ömrünün yaşayacağı az bir sürede, alkolün keyif verici sınırını aşıp, bilinçsizce her nerede olursa olsun fark etmez, bir yerlerde dolaşmak korkunç bir şey. Peki, çoğu insan hayatları boyunca nasıl bilinçsizce yaşıyorlar bu sarhoşluğun içinde? Hayatlarının hangi dönemlerinde kaç şişe votka içtiler ki hâlâ ayılamıyorlar. Zihnimde bu soruyu bir yerlere oturtamıyorum. Evet evet, bu son olsun. Artık alkol sını-rını aşmak yok. Eğer bu sınırı bir daha aşarsam trafik polisleri-nin alkollü sürücülere ceza kesmesi gibi ben de kendi zihnime bir ceza keseceğim. Peki, kendi zihnimi nasıl cezalandırabilirim ki bunula ilgili hiçbir fikrim yok…” “Dur biraz! Bilinçsizlik bilinçsizlik… Evet, bir yerlerde bi-linçsizce dolaşmaktan daha büyük bir ceza olabilir mi ki?” “Hayır hayır, bir anlığına bile olsa, yaşamları boyunca bi-linçsizce oradan buraya sürüklenen insanlar gibi asla olmayaca-ğım!” dedi kendi kendine…
Sayfa 32 - Bilinçaltındaki kâbusKitabı okudu
Dudağını ısırarak güçlükle bir nefes aldı Julia. "Azmamış numarası yapma," dedi Clay. "Yapmıyorum zaten," diye fısıldadı. "O zaman inlemeni duymama izin ver. Her şeyi duymak istiyorum." Julia gözlerini açarken, Clay onun göğüslerini bluzunun dar kumaşırın üzerinden kavradı. "Islandın
Sayfa 83
Aslında anlatılacak değil okunacak bir kitap arkadaşlar.Evet bir kişisel gelişim kitabı ama ona üç kere üfle buna beş kere tükür ooo inandın mı işte her şey senin tarzında değil... Sanki iki perspektiften yollara bakıyormuşsunuz gibi biri toplumun karanlık yoğun yönleri diğerleri olması gereken ışıklı yönü... Bölüm bölüm ayrılmış bir kitap eğitimden cehalete okumaktan güzelliğe değer yargıları ve değersizliklerimizle ilgili harika bir kitaptı... Eğitim kısmında birçok yerde kendimi buldum,neden okumuyoruz kısmını da story de size bıraktım (ikinci görsel) Yine çok beğendiğim bir yer de çok sevilme çok güvenilen biri ol kısmı oldu... Günümüz dünyasının o tıkış tıkış değer yargılarını öyle güzel çürütmüş ki Kitabın son kısımları sohbet gibi geldi bana birileri konuşuyormuş da ben dinliyormuşum evet ben hiç öyle düşünmedim aslında doğruymuş gibi katıldım sayfalara
- "Ay, burada (sanatoryumda) öğrenmekten bıkıp usanmadın, biyolojin, botaniğin ve elle tutulmaz dönüm noktaların bitmiyor. İlk geldiğin gün 'zaman' diye tutturdun. Burada olmamızın nedeni daha akıllı olmak değil, daha sağlıklı olmak. İnsanlar konuşup düşüncelerini sergilemeye başladıklarında sonuç hep kafanın karışmasıdır. Sana hep diyorum, önemli olan bir insanın ne düşündüğü değil, doğru dürüst biri olması. En doğrusu da hiçbir fikir sahibi olmayıp yalnızca görevini yapmak." - "Evet, vatanın bir uşağı olarak yaşam yalnızca biçimden oluştuğuna göre bunu söylemen doğal. Benim içinse farklı. Ben bir sivilim. Ama bu kadar kafa karışıklığı beni rahatsız ediyor. İşimizin daha akıllı olmak değil, daha sağlıklı olmak olduğunu söylüyorsun. Bu ikisinin birbirleriyle uyumlu olması gerekir, tamam mı! Buna inanmıyorsan dünyayı ikiye bölmüş olursun.
Sayfa 60
Hayatımızda şikayetçi olduğumuz bir sürü şey var değil mi? Zaten bize kalsa hiç bir işimiz yolunda gitmez, bütün sorunlar bizi bulur ve sorduğumuz soru genellikle şu olur "Neden ben?". Peki "Neden onlar?" hiç düşündünüz mü? Neden bu haldeler, neden acımasız zalimlerle ve zulümle karşı karşıyalar. Cevap basit, iman ettikleri için. İnandıkları dini hakkıyla yaşadıkları için. Allah'a, Peygamberine (sav) ve kitabına sımsıkı sarıldıkları için.. Ve şuan bu inanç ve teslimiyetleri sayesinde, her ne olursa olsun "Allah bize yeter" diyip ayakta durabiliyorlar. Biz onları anlayamadık. Evet, bi gün anlayacağız belki ama iş işten geçmiş olacak. Sadece küçük bi hatırlatma: Her hayat koşullarından şikayet ettiğinizde, aklınıza Filistin'i getirin..