ASR-I SAADETTEN BİR GENÇ PORTRESİ: MUSA’B B. UMEYR
Takvim yaprakları miladi 610 yılını gösterirken Musab bin Umeyr 25 yaşlarındaydı.İslam Mekke’de yavaş yavaş yayılmaya başladığında; Mekke’nin en zarif,en kibar ve en yakışıklı delikanlısı da duymuştu bu daveti... Musab üç erkek kardeşinin en küçüğü, en nazlısı, annesinin göz bebeğiydi.En güzel elbiseleri, ayakkabıları o giyinir, en güzel
392 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 59 days
Uzun zamandır kitap incelemesi yapmamıştım bu güzel kitapla yapayım dedim. Öncelikle kitabı okuma sürem bu kadar uzun bir zamana yayılmasının nedenini ben de bilmiyorum günler bir şekilde bitiyor ama çok çabuk bitiyor gibi geliyor ve okumayı çok sevmiyorum yavaş yavaş alışmaya çalışıyorum.Kitaba gelecek olursak Hz. Hatice'yi çocukluğumdan
Hazreti Hatice
Hazreti HaticeNurdan Damla · Hayat Yayınları · 20171,977 okunma
Reklam
Eyüp sabrım yok benim.. Yusuf değilim kuyuda.. Yusuf'unu kaybeden Yakup'da değilim.. Meryem gibi hiç susmadım ben, Öylesi aşağılanmadım.. Kocası firavun olan Asiye de olmadım.. Ne Hamza'lığı bilirim Rabb'im Ne de Musab'lığı.. Benim onlardan bildiğim o güzel duaları.. Şimdi onların adıyla; onların yakarışlarıyla sana yalvarıyorum.. Ya Rabb'im gönlümdeki kederi, kalbimdeki hüznümü, zihnimdeki şüpheyi, geçmesini dilediğim hastalıkları yok et ya Rabb'im.. Öyle ki hiçbirinden zerre kadar eser kalmasın.. Amin...
Hayatta fikirler çok büyük,kafalar çok küçük... İnsanların kafaları sizin içinizi dolduran şeyleri istiap edemeyecek kadar mini mini...Ben seni derin,muğlak gördüm. Beni anlayacak kadar derin...Ama... Kendim o kadar basitleştim ki sen bile -bu belki benim hüsn-i zanımdır,belki sen bana ait en ufak bir hisle dahi musab olmamaşındır- şaşırdın bana:-Sen de herkes gibisin!.. dedin. Değilim...Değilim yavrum... Ben herkes gibi değilim...
Ben herkes gibi değilim...
Hayatta fikirler çok büyük, kafalar çok küçük... İnsanların kafaları sizin içinizi dolduran şeyleri istiap edemeyecek kadar mini mini... Ben seni derin, muğlak gördüm. Beni anlayacak kadar derin... Ama... Kendim o kadar basitleştim ki sen bile -bu belki benim hüsn-i zannımdır, belki sen bana ait en ufak bir hisle dahi musab olmamışsındır- şaşırdın bana: - Sen de herkes gibisin!.. dedin. Değilim...
Hayatta fikirler çok büyük, kafalar çok küçük.. İnsanların kafaları sizin içinizi dolduran şeyleri istiap edemeyecek kadar mini mini.. Ben seni derin, muğlak gördüm. Beni anlayacak kadar derin... Ama... Kendim o kadar basitleştim ki sen bile -bu belki benim hüsn-i zannımdır, belki sen bana ait en ufak bir hisle dahi musab olmamışındır- şaşırdın bana: – Sen de herkes gibisin!... dedin. Değilim... Değilim yavrum... Ben herkes gibi değilim... Ben herkes gibi olsaydım... Bu vaziyette sana mektup yazabilir miydim? Sen herkes gibi olsaydın benim mektubumu okur muydun?
Reklam
Hayatta fikirler çok büyük, kafalar çok küçük... İnsanların kafaları sizin içinizi dolduran şeyleri istiap edemeyecek kadar mini mini... Ben seni derin, muğlak gördüm. Beni anlayacak kadar derin... Ama... Kendim o kadar basitleştim ki sen bile - bu belki benim hüsn-i zannımdır, belki sen bana ait en ufak bir hisle dahi musab olmamışsındır--şaşırdın bana: Sen de herkes gibisin!... dedin. Değilim... Değilim yavrum... Ben herkes gibi değilim... Ben herkes gibi olsaydım... Bu vaziyette sana mektup yazabilir miydim? Sen herkes gibi olsaydın benim mektubumu okur muydun?
180 syf.
9/10 puan verdi
Şehadetin Kokusu- 31 Mayıs 2010 Mavi Marmara
Yıllar önce okuduğum, gözyaşı döktüğüm nadir kitaplardandır Mavi Kırmızı. 31 Mayıs 2010 tarihinde Mavi Marmara'da yaşananları anlatan bu kitabı bugün anmak ve birkaç kelam etmek istedim. Bu kitabı tekrar tekrar okumak ve hissettiğim o duyguları tekrar tekrar yaşamak isterim. Şuan basımı olmayan bu kitabı eğer bulabilirseniz mutlaka okumanızı
Mavi Kırmızı
Mavi KırmızıRamazan Kayan · Çıra Yayınevi · 20151,365 okunma
Sen de herkes gibisin!
Hayattaki fikirler çok büyük, kafalar çok küçük... İnsanların kafaları sizin içinizi dolduran şeyleri istiab edemeyecek kadar mini mini... Ben seni derin, muğlak gördüm. Beni anlayacak kadar derin... Ama... Kendim o kadar basitleştim ki sen bile "belki benim hüsn'i zannımdır, belki sen bana ait en ufak bir hisle dahi musab olmamışsındır" şaşırdın bana: "Sen de herkes gibisin!" dedin. Değilim... Değilim yavrum...
Mu'sab radıyallahu anh
Uhud Gazvesinde İslam ordusunun sancağını taşıyan Mus’ab’ın önce sağ kolu kesildi. Hemen sancağı sol eline alarak savaşa devam etti. Ardından sol eli de kesildi. Bu defa vücuduyla sancağa sımsıkı sarıldı ve yukarıdaki âyeti okumaya devam etti. Sonunda müşriklerin bir mızrak darbesiyle şehit oldu. Sancağı hemen Suveybit b. Sa’d ve Ebûr-Rûm b. Umeyr adlı sahabiler aldılar. Mus’ab radıyallahu anh şehit olarak yatarken, günün sonlarına doğru, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Mus’ab’ı elinde sancakla gördü ve “İleri git ey Mus’ab!” diye emretti fakat o kişi geri dönerek “Ben Mus’ab değilim.” deyince Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem onun Mus’ab kılığında savaşan Allah’ın meleklerinden biri olduğunu anladı. Uhud Savaşında ashabıkiramın ileri gelenlerinden birçok kimse şehit oldu. Mus’ab radıyallahu anh da şehitler arasındaydı. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in ne kadar üzüntülü olduğu yüzünden okunuyordu. Mus’ab’ın mübarek naaşının başucunda oturarak Uhud şehitleri hakkında nazil olduğu bildirilen şu âyeti okudu: “Mü’minlerden öyle er kişiler vardır ki Allah’a verdikleri sözde sadakat ettiler. Kimi adağını ödedi şehit oldu, kimi de (şehit olmayı) bekliyor. Onlar verdikleri sözü asla değiştirmediler.” (el-Ahzab, 23) Sonra Peygamber aleyhisselam, diğer sahabilere, şehitlere yaklaşıp selam vermelerini söyledi ve verilen selamların şehitler tarafından alınacağını ifade etti
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.