SEN OLMASINI ÇOK İSTİYORUM DUASI
Sana aşığım, Diyemedim ki. Diyemeyince daha da şerbetlendi, İçimde ki hisler. Desem sanki sana kavuşamayacaktım, Ama düşlerimde çok güzel sevdim seni. Kalbimle hep sayıkladım,
26 MART 2024
Olm siz adam akıllı insanlar olsaydınız hiç kadınları bu sohbete dahil etmez konuyu uzatmadan Burhan ve babamla konuşurdunuz ama siz naptınız yine her zamanki gibi kendinizi büyük gördünüz. Neyse Allah büyüktür elbet bir gün hakkımız sorulacaktır. Tamam belki bu hırsızlık olayı tam gün yüzüne çıkmamış olabilir ama biz sizin ne olduğunuzu çok çok
Reklam
sözlerimin ihaneti
rehbere bakıp da konuşacak biri bulamamak bulsan da sözlerinin pek bir önemi olmadığı bir durum bu. çünkü konuşmak istemeyip içinde biriken zehrin bir yere akma ihtiyacının sorunsalı. özetlemek, durumu tasvir etmek gibi bir çabaya gerek yok. hayaller, sancılar ya da duygular değil. bu sözlerin ihanet edişinden doğan bir masumiyet. içine
27 Şubat Salı 2024, 21:54.
Doğumum bile bir kuşun ölümüne sebep olmuşken neden hâlâ hayatta olduğumu anlayamıyorum. Dünyanın bu denli bir günahkarı nasıl içinde barındırıyor olduğu merak konusu. Yanımda çakmak var, belki de birazdan onunla ellerimi yakacağım çünkü yine ellerim buz gibi. Hayır baba, soğuktan değil. Hayır anne, canım acımayacak. Söz veriyorum. Yıldız sözü. Canım acıyor anne ama hayır, ellerimi henüz yakmadım. Acıyan şey kalbim. Titriyorum baba ama hayır, gerçekten üşümüyorum veya korkmuyorum. Titreme nedenim çok sevmek. Saçlarımı artık istesemde öremiyorum anne. Büyüdüm ben, çok büyüdüm. Olgun bir kadın olmama az kaldı, belki de içten içe ona dönüştüm. En son ağlayışımın üzerinden haftalar geçti ve o da benim için değildi. Abim için ağladım. Söylesene abi, gözyaşlarımı hak ettin mi? Söylesene abla, sesimi duyabildin mi? Kendim için ne zaman ağladığımı bile hatırlamıyorum artık. Kitapları ne kadar okursam okuyayım o çocuğa hiçbir şey işlemiyor. Sanırım öldü, sesini duyamıyorum. Hayır anne, intihar etmedim. Hayır baba, o çocuğu öldürmedim. Hayır abi, sana hep güvendim. Hayır abla, senden hiç nefret etmedim. Ölümle biten bir hikaye yazsam, veya bir intihar mektubu, son cümleleri bunlar olacak çünkü ben hiç intihar etmedim ama bu denemediğim anlamına gelmez. Çünkü ben hiç o çocuğu öldürmedim ama bu zarar vermediğim anlamına gelmez. Çünkü abime hep güvendim ama bu güvenimi hiç etmediği anlamına gelmez. Çünkü ben ablamı hep sevdim ama bu kendimi nefret etmeye zorlamadığım anlamına gelmez.
gurbet hikayeleri gurbete çıkış 1 ( taslak halidir )
Liseyi yeni bitirmiştim. öss kazanamamış bir sene daha çalışmam gerekiyordu. aldığım puan iyi puandı bir seneye daha ihityacım olduğunu söylemişlerdi hocalarım. Babama gidip bu çocuk kafalı yeterince destek olunursa bir yerlere gelir hayırlısıyla demişlerdi. Babamın beni dershaneye gönderecek ne gücü vardı ne de benim bir sene daha öğrenciliğe
Genel Kültür, İdealizm, Materyalizm…
_Evrimsel Psikoloji_ _Beynimiz evrimleşiyor. Artık, mağara adamları gibi kadınların başına vurup saçlarından sürüklemek yerine kulaklarına güzel saçmalıklar, boş şeyler fısıldıyoruz. Çağ’a uyum sağlayamayan medeniyetsizler ise doğal seçilimle elenmeye başlıyor. _Evrimsel psikoloji, insanın sinir sisteminin doğurduğu davranışların evrimsel
Reklam
Aşk Resmi Geçidi
Birincisi kalın kaşlı esmer güzeli gül fidanı misali incecik o incecikti beli Kim bilir kimle evli Evlendi de iki çocuğu oldu dediler hâlâ ince mi beli bilmiyorum keşke görsem yine hemen tanırım
Hadi gel de öpme bu çocuğu?
Şimdiki kuşak çok fena... Adamın ismi Ali... Neden Ali? Kim niye bu ismi koydu? O anda duygu durumu neydi? Alternatif isimler var mıydı? Sorgulama motivasyonlarını sevdim... 65 yaş üstüne de acayip takıntılı... Sen zamanında sıkıntı çektin diye ben de mi çekeceğim diyor bi de küçük yavru... Helal olsun sana 🫶🫶🫶
âna soruyorsan demek ki bencesini soruyorsun. öyleyse asla güzel cümleler sarf etmeden, hem güzel neye denir ki zaten, öyle iki yüzlü öyle orospu çocuğu olmadan yani, dümdüz başlanır bana kalırsa. bir yazım var çok eskilerde, siz bilmezsiniz, şey demiştim aşağı yukarı; birinden siktir olup giderken onun üstünü örtüşün, onu öpüşün senin gidiyor
32. Kış
Bugün üstü kapalı yazmak istemiyorum. Daha kolay anlaşılmak istiyorum. Kelimelerim, hâlimi ve hâtıralarımı dolambaçlı anlatmasın istiyorum. Bugün doğum günüm. İki senedir kutlamıyorum ve kutlanmasını istemiyorum. Yıllarca neyi kutladığımızı düşünmeden önemli bir gün gibi geldi 4 Aralık. Ömrümün elvedaya çalan rengini göz ardı ettim. Büyümeyi,
Reklam
Uzun yıllar önce Evli bir kadınla tanıştım ... Çok sevdim onu çokkk Her şeyin üstünde tuttum Kocası vardı sevmediğini söylerdi Evli evet ama olsun dedim yine de sevdim Üstelik 2 çocuğu vardı birisi kız birisi erkek, erkek o erkek çocuğu da aslında bendim Ben işte böyle sevdim.
İSTİKLAL MARŞI'NI NEŞET ERTAŞ YAZMIŞ!
Kültür ve Turizm Bakanı Erkan Mumcu'nun evinde, akşam yemeğindeydik. Yemeğin bir de ''sürpriz konuğu'' vardı. Neşet Ertaş. Hiç okula gitmemiş. Küçük yaşta babasının peşine düşüp, saz çalmayı, türkü söylemeyi, kendi deyimi ile ''çığırmayı'' öğrenmiş. Yaş 66 olmuş. Hala ''çığırıyor.''
Resim