SSCB sınırlarına dahil olmuş pek çok ülkede rejim düşmanlığı, aykırı düşünceler gerekçesiyle milyonlarca insan yüzlerce yıllık vatanlarından edilmiş, soykırımı aratmayacak yöntemlerle yollarda ölüme terk edilmiştir.
Kurulan Sovyet rejiminin etkisiyle yüzyıllardır huzur içinde yaşadıkları topraklara, kaldırmak için yollar, binalar yapilan, kendi topraklarında yabancı konuma düşüp göçe zorlanan KırımTürkleri'ni anlatmaktadır.
Cengiz Dağcı Türk Edebiyatının büyük yazarları arasındadır. Romanında Kırım Türklerinin yaşadığı acılarını, hüzünlü, güzel, akıcı ve etkileyici bir üslupla yazmıştır.
Kitapları yıllarca elden ele dolaşır. Kırım'a ilgisini hiçbir zaman koparmaz.Hatıralarında "Ben yalnızca Kırım'ın yazarı değilim ama Kırım'ın faciasını bütün gerçeğini ve içtenligini yalnız yazabilirim." der.
Son olarakta kitabın arka kapağındaki alıntıyla bitirmek istiyorum:
“Evet, onlar da insandır! Pavlenko’lar, Ivan’lar, Kostyükler, Vasil Dimitroviç’ler, Stepan’lar, belki bunu gülünç görecekler; ama nasıl görürlerse görsünler, ben eserimi tekrar sakin bir dua ile bitirmek istiyorum. Romanımı kapatırken: “Tanrım!” diyorum. “Onlar da insan! Acı onlara! Kendileri gibi, başkalarının da insan olduklarına inandır onları!” Ötekiler, o hayvan gibi sürülüp götürülenler… Onlar da insandı!”
Onlar da İnsandıCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 20202,871 okunma
Farklı tarz yazar ve kitaplar okumaz isek nasıl değişebilir ve gelişebiliriz? Hep aynı tarz ve kitap okumak tekrar değil de nedir?
Tarık Tufan'a https://1000kitap.com/Nephrenka 'nın alıntılarını gördükten sonra ilgi duydum ve ardından bazı kitaplarını aldım.Şanslıyım ki, bu kitaba önyargısız olarak başladım. Şayet sitedeki incelemeleri
Öncelikle yazıyı okuyacaklar için, kafa karışıklığı oluşturur isem kusuruma bakmayınız ve en iyisi kitabı da okuyunuz.
Yaşam nedir?
Herkes buna farklı yollar ile cevap verecektir. Örneğin: Bir nefes alma ile başlayıp, o nefesi yıllar yılı kullanarak en sonunda tüketip karanlığa gömülme...
Sonuç hep aynıdır tanımlar farklı olsa da. Sonunda ölüm
Ben artık bildiğiniz o gökkuşağına sahip değilim gibi!
Neden mi ?
Bilmem... belki takvim yapraklarıyla dostluğumdandır. Belki gecenin benimle bitmek bilmeyen sohbetinden...
Belki de her seferinde beni kandırmayı başaran hayalerimden🥀
Yazar José Mauro de Vasconcelos, okuma yazmayı tek başına öğrendi;ZEZE gibi. 26 Şubat 1920 de Brezilya'da Rio de Janeiro yakınlarındaki Bangu kasabasında doğdu.ZEZE'nin yaşadığı yer. Yarı Kızılderili yarı Portekizli, yoksul bir ailede doğan Vasconcelos iki ayrı kültürün de izlerini taşıdı;ZEZE gibi.Öyle ki,kitapta Zeze'nin ailesinin soyadı bile
"Öyle çaresiz,
Öyle yorgun,
Öyle uykusuzum ki..." (s. 65)
Şimdi hepimiz öyleyiz. Terapi niyetine diye kitap okuyor, psikolojimizi daha çok bozuyor ve uykularımızı daha çok kaçırıyoruz. Hele o kitap Ali Lidar gibi içten, hayattan yaralı bir insanın kaleminden çıkmışsa...
Ne yazsa okurum dediğim yazarlardan.
Ne yazdıysa okudum.
Kimsenin