Hayatım boyunca gençlik ideallerime ihanet etmemenin savaşını verdim. Belki yanışlarım da oldu ancak bilerek asla İslam davasına, Müslümanlara zarar verecek bir fil
içinde olmadım. Hak bildiğim, doğru bildigim ne varsa onları yaparken ısrar ve devamlılık esasım oldu. Bıkmadan usanmadan, başardım-başaramadım demeden koşturmayı
kendime esas kıldım. Benim için gençlerle bir olmak, karşılık beklenmeyen bir aşk bir sevda bir dert oldu, Ben hiç dertsiz, aşksız olmadım. Dertlerime çare bulmak için de hem okudum hem sohbet ettim. Hep bir davam oldu,
hep belki bu dünyada ulaşamayacağım büyük hayallerim oldu. Onun için gençleri hep aşka, derde, içinde İslam olan hayallere davet ettim. Kendime davet edip nefsimi hiç
sevindirmek istemedim.
Buraya hem yalnızken ve hem de gençlerle iken karşılaştığım olumlu olumsuz şeyleri kaydettim. Bu ülkenin gençlerinin ya doktrinlerle ya da ahlaksızlıklarla
Islam'dan uzaklaştırıldiğını gõrdüm. Onun için gençlerle sohbetin bu kitaptan, kitap yazmaktan daha önemli
olduğuna inandım. insan yetiştirmek, kötülükleri önlemenin en önemli yoludur diye düşündüm. Bu ülkede İslam'ı yaşar ve hakkıyla da anlatabilirsek Allah'ın
bizi ummadığımız başarılara kavuşturacağına inandım.
Herkesin bizi sevmesi değil ama özümüzle, sõzümüzle,
eylem ve yaşantımızla herkesin bizi takdir edip bizi õrnek
almasını amaç edindim. Yalnızlığın ve õtekileştirilmişliğin her çeşidini tattım. Ama hiç ümitsiz olmadım.
Amacım arkamda güzel bir seda bırakmaktır. Ve duam odur ki, öldükten sonra da sevap sayfaları kapanmaya defterim olsun.
Zübeyde, vefatından bir yıl kadar önce vasiyette bulundu. "Ben öldükten sonra ruhuma her sene hatim okunsun isterim Bunun için bir miktar para bırakmak isterim, nereye vereyim? "diye sordu.
Darüşşafaka'yı önerdiler.
Darüşşafaka'ya 20 bin kuruş bağışta bulundu.
"Her sene Kadir Gecesi'nde bir Darüşşafaka öğrencisinin hatmi Şerif icra etmesini, bundan doğacak sevabı başta Hz Muhammed ve ailesi olmak üzere, enbiya ve evliyalara, kendi gelmiş geçmiş aile efradının ruhlarına bağışlanmasını" şart koştu.
Sayfa 24 - Kırmızı Kedi Yayınevi, Kasım 2018, 6.BasımKitabı okuyor
“Adamın biri sana günün birinde "Seni seviyorum" dedi. Ben değildim o. Sen sağken aklımdan geçmiyordu, ama bugün ben de aynı şeyi söyleyebilirim, her ne kadar benimki onunki gibi bir sevgi olmasa da. Sözlerim çok geç kaldı. Kararını değiştirmezlerdi büyük olasılıkla, ama anımı değiştirebilirlerdi. Birini öldükten sonra sevmek arkadaşlık mıdır?”