ÇÜNKÜ BEN BİR GÜLDÜM
Çünkü ben bir gülüm.
Bir gül olmakla açıkladım bencilliğimi.
Ve sevilmiş olmamı. Ben bir gülüm de ondan, dedim
duyunca yazgımın içinde kavrulan sorunun çıtırtılarını.
Yürümüşüm yazgım diye bileceğim bütünü seçebilmek için,
yürümüşüm işte epey. Ne geçti eline diye sorarsan;
geçmiş için yetersiz bir açıklama.
gelecek için zayıf
Yokluğunda ne ateşleri hasretimle yaktım da
Bir seni yakamadım, beni yaktığın gibi
Çölde su, mahpusta gün, oruçta ekmek gibi bekledim seni
Sense araya korkular koydun.
Yasaklar koydun...
Şimdi nerdesin diye sakın sorma
Sen çağırdın da ben gelmedim mi?
Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara,
Yağmurlu havalara... Bu kasvetli akşamlara
SEN VURDUNDA BEN ÖLMEDİM Mİ ?
Yokluğunda ne ateşleri hasretimle yaktım da
Bir seni yakamadım, beni yaktığın gibi
Çölde su, mahpusta gün, oruçta ekmek gibi bekledim seni
Sense araya korkular koydun.
Yasaklar koydun...
Bitmez tükenmez engeller koydun
Şimdi nerdesin diye sakın sorma
Sen çağırdın da ben gelmedim mi?
Sen varken
ÇOK GÜZEL BİR AŞK HİKAYESİ KESİNLİKLE OKUNMALI....
Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez....
Biri tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç... Birbirileriyle konuşacak cesareti
''Eller'' ne kadar da önemliydi hayatımızda
Bir ebenin ellerine doğardı insanoğlu
Sonra annesinin şefkatli ellerine teslim edilirdi
Ellerini yere koyar emeklerdi sonra
Yürümeye başlar anne babasının elinden tutardı.
Büyür serpilirdi
Yüreğine bir yar düşerdi
Tutardı onun elinden
Elele geçerdi günler
Hayat bu ya ayrılıkta aşka dair
Elini tuttuğunuz o sevgili gün gelir ellerin olurdu
Bomboş kalırdı ellerimiz
Ve '' Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim'' şarkısıyla efkar dağıtırdık.
Gün olur elimiz ekmek tutardı
Çalışır çabalar kazanırdık
Bazen de kaybeder ele muhtaç olurduk,
Zaman böyle gelip geçerdi
Elimiz ayağımız tutmaz olurdu
Elden ayaktan düşerdik
Ve ölüm elini uzatırdı bize
Bir çift el yıkardı bizi
Ve ellerin üzerinde taşınırdı tabutumuz
Ve o eller toprağa gömerdi bizi
Eller ne kadar da önemliydi hayatımızda ..
Bir çift ele doğar, bir çift elle gömülürdük...
Uğur Akbaş
Kaçınılmaz young-adult türünde melek temalı bir kitap arkadaşlar... Kabul ediyorum melekleri hep vampirlerden daha çok sevmişimdir ama bu kitaba öyle ayılıp bayılmadım maalesef... Aslında uzun zamandır melek temalı kitap okumuyorum, son okuduğum Meleklerin Kanı'ydı galiba, malum onu da bekle bekle içimiz şişti, neyse ki hakları yeniden alınmış. O
LOJMAN
Lojmanda oturmak ayrı bir yaşam tarzı. Herkesin kocasının aynı işi yaptığı bir aileler topluluğu bu. Çalışmayan kadınlar için standart bir hayat: Sabah aynı saatte, hatta aynı dakikada evinden çıkan üniformalı kocalar, pencereden kocalarının servis araçlarına binişini seyreden kadınlar, öğleye kadar ev işleri, öğleden sonra kadın
Senin eşkin meni düşürdü dile
Neçe aşık olur bülbüller güle
Hasret çektim gönül verdim
Seni sevdim ben
Böyle bir gözele, eşkimi tezele
Şiire gazele
Gönül verdim men
Şiire gazele.
Şenel Önaldı
İkimiz de ölünceye kadar seni yanımda tutmak isterdim. Senin çektiklerini umursamamalıyım. Zaten, senin çektiklerin umurumda değil. Hem, neden acı çekmeyecekmişsin ? Ben çekiyorum ya ... Beni unutacak mısın ? Ben toprağa girince mutlu olacak mısın ? İşte bu onun mezarı , bir zamanlar onu çok sevmiş , yeterince perişan olmuştum , ama artık geçti. Ondan sonra daha birçoklarını sevdim. Çocuklarım benim için ondan daha değerli. Ölürken de ona kavuşacağım için üzüleceğim mi diyeceksin ? Böyle mi olacak ?