Perihan Mağden. Ön yargılarımla bezeyip uzak durduğum bir yazar daha. Bu aralar tüm ön yargılarımı bir kenara bıraktım. Ayrım yapmamaya çalışarak farklı yazarları okumaya çalışıyorum kütüphanemdeki. Nerden geldiklerini hatırlamadığım, asla almayı düşünmeyeceğim kitaplardan ne kadar çok doluşmuş raflara, şaşırdım doğrusu. Okuyayım, beğenmediklerimi değiştiririm kitapçımdan. Nasılsa hepsi yeni gibi.
Kitap, yazarın makalelerinden oluşuyor. Kısa kısa, 2-3 sayfalık yazılar şeklinde. Dili oldukça sade, akıcı, anlaşılır. Yazıldığı dönemin güncel olaylarına değindikçe durdum, hafızamı zorladım, bilgimi yokladım. Kendiyle hesaplaşırkenki cümlelerinde güldüm, çok güldüm. Aaa aynı ben durumlarını çok yaşadım. Kendime benzettikçe, satırlarda kendimi buldukça onu daha çok sevdim, daha da yakınlaştım ona.
Bu arada en sevdiğim makalelerden biri 86. sayfadaki Uzun Misafir isimli olanı. Kitaplığımda başka Perihan Mağden kitabı yok ama denk gelirsem okurum artık kendisini.