Her şey yararsız ve yararsızlığıyla beni çarpıyor. Yaşadığım her neyse unuttum, sanki biri anlatmış, ben de dalgınca dinlemişim. Ne olacağım hakkında hiçbir fikrim yok, onu da çoktan yaşadım ve unuttum belki de.
Tarifsiz bir hüzne boğulmuş bir günbatımı etrafımda salınıyor. Her şey soğuyor, hayır, hava soğumadı, daha dar bir sokağa girdim, küçük meydan da artık yok.