“Yani sen o zaman gerçekten bir zenci hayranı değilsin öyle mi?
Niye olmayayım? Ben herkesi sevmek için elimden geleni yapıyorum… Bazen açıklamakta zorlanıyorum; bak yavrum, birinin kötü olduğunu düşündüğü bir şeyle senin nitelendirmesi hiçbir zaman hakaret değildir. O kişinin ne kadar zavallı olduğunu gösterir, seni incitmez.”…
Senin gönlün daima meshur ve musahhardır, mazursun…
Sen gamın ne olduğunu hiç bilmedin,mazursun.
Ben sensiz bin gece kan yuttum,
Sen bir gece sensiz kalmadın,
Mazursun…
Bir insanın anlamasının ne denli önemli olduğunu da farkettim. Aslında hepimizin inseniz iyisiyle kötüyle, gerçeklerle, yanlışıyla. Onun bir karakterinin kendini gösterdiğinde, aslında farkettim ki performansı kendine göre belli sebepleri var. Sırların altında yatan kendileri için aslında fizyolojik durumlar psikolojik savaşlar var. Kitapta bir diğer anlatılan olay ise “sevgi” aslında “sevgisizlik”. Dünyada problemin sebebinin çoğunun sebebinin sevgisizlikten kaynaklanabileceği düşünülmediniz mü hiç ? Ben çok düşündüm, daha uygunsuz düşünmem mümkün değildi. Özellikle çocuklarla çalışırken pek mümkün görünmüyordu. Öyle hassaslar ve öyle masumlar ki aslında, ama diyor ya sevgisizliğin bir insanın bakışları neleri koparıp götürdüğünü farkettim işte. Sorunlu çocukta sevgisizliğin oluşmuş parçacıkları görüldü. O ortamda doluyor mu derseniz, çok zor. Sevgisizliğin insanları katlanarak geliyor tabi geçen yıllar boyunca görünür hala gelmesine de, içini doldurmadığın çukurun yüzeyini ne kadar kapatabilirsen öyle işte. İlk fırsatta çukura tekrar düşüyorsun. Annesinin sevemediği çocuklara anlatılıyor kitapta, tabi diyor ya onu sevmenin de altında bir sebep var işte. Herkesin kendine göre doğru. Okuyup görmenizi tavsiye ederim. Ne demişler: “Senin doğru olman, benim haklı olmam anlamına gelmez. Hayata benim tarafımdan bakmadığın anlamına gelir.” Sizce nasıl peki bu durumda katılıyor musunuz? Keyifli okumalar diliyorum
Sen kokmayan gülü neyleyim,
Neyleyim sensiz baharı?
Sen doğmayan günü neyleyim,
Neyleyim sensiz ben dünyayı?
Senin tenine değmeden gelen yağmuru istemem,
meltemi istemem.
Seni parlayacaksa parlasın yıldızlar,
..ben öyle anlamasam, ben öyle görmesem, ben öyle hissetmesem onlar güzel olmayacak, onlardaki o güzellik bir hayal olacak, yok olacak; fakat ben varım ve benim hissim, bakışım, zevkim var ki onlarda o güzelliğin var olmasını sağlıyor..
Ay gibisin; güneşler parlıyor gözlerinde
Senin tutkunla mecnun geziyor güneş ve ay
Her damla bir yıldızı süslüyor göklerinde
Sümeyra'yı arıyor her damlada bir saray
Tohumlar ve iklimler senindir; mevsim senin
Mekânın fırçasında solmayan resim senin
Yağmur, bir gün elimi ellerinde bulsaydım
Güzellik şahikası gülümserdi yüzüme
Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım