Bir vaiz kürsüde ahiret ahvâlini anlatmaktaydı. Cemaatin arasında şeyh Şiblî Rahmetullahi aleyh de vardı. Vaiz, Cenab-ı Hakk’ın ahirette soracağı suallerden bahsediyordu.
• "- İlmini nerede kullandın, sorulacak!
• Malını-mülkünü nerede harcadın, sorulacak!
• Ömrünü nasıl geçirdin, sorulacak!
• İbadetlerin ne durumda, sorulacak!
• Harama-helâle dikkat ettin mi, sorulacak!
• Bunlar sorulacak; şunlar sorulacak!”
• Diye uzun uzadıya birçok husus saydı.
Bu kadar teferruata rağmen meselenin özüne dikkat çekilmemesi üzerine:
Şiblî Rahmetullahi Aleyh hazretleri, vaize seslendi:
"- Vaiz efendi! Suallerin en mühimini unuttunuz! Allah Teâlâ kısaca soracak ki:
"- Ey kulum! Ben her an seninleydim, sen kiminleydin?"
Ya Rabbi! Bizleri gafletten uyandır! Bizleri bir an bile nefsimizle baş başa bırakma! Sen nasıl bizimleysen biz de seninle olalım! Âmîn!
• Ülkemizde “muhafazakâr” denilen kesim önce Batıcılar’ın okuduklarını okumaya çalıştılar.Sonra onlar gibi yazmaya çalıştılar.Böylece “biz sizin bildiğiniz dindarlardan değiliz,bakın daha moderniz” mesajı vermek istiyorlardı.Kitabı daha çok bir statü aracı olarak gördüler.Kitabın içeriği ve kıymeti giderek geride kaldı. Batılı klasikleri ve
Şibli Hazretleri, vaize şöyle seslenir: “Ey vaiz efendi! Allah Teâlâ o kadar çok sual sormaz. O sorar ki: “Ey kulum! Ben seninleydim, ya sen kiminleydin!..”