Çok sinirli ve üzgünüm..
Bugün kötü bir sürprizle uyandım telefonu aldım 1k yok gitmiş, silinmiş.. Oğlum evdeydi sordum soruşturdum benim sıpa oğlum silmiş bu saate kadar sorguladım en sonunda itiraf etti..çok kızdım ona bana sormadan niye yaptın böyl bişey diye, o kadar yazdıklarım paylaşım, iletiler vs vardı emeklerim gitti hepsi.. Önce söylemedi zaten dediki neymiş DDas (hacker) uygulaması bazı böyle hesapları instegram vs, siliyormuş göya kafasına göre, saçma buldum inanmadım zaten benimkini niye silsinler diye... niye sildin dedim neymiş çok zaman geçiriyormuşum, bağımlı olmuşum vs.bla bla bişeyler..halbuki ilgisiz bir annede değilim ama, keşke konuşsaydı benimle silmeden önce. Tekrar yeni aç dedim yapmadı.. gitti evden ben yeniden hesap açtım.. Okuduğum onca kitabı tekrar yeniden kaydetmem gerek...arkadaşlarım vardı takipleştiğim, ayıp oldu insanlara.. çocuğum yüzünden mahcup oldum şimdi onlara karşı.. nasıl arkadaşlık isteği göndereceğim tekrar.. Off Allah ım of sabır ver bana ya rabbim.. Takipleştiğim arkadaşlarımdan özür diliyorum kasti yapılmış bişey değildir.. yazıyı buraya kadar okuduysanız tekrar takibe alabilirsiniz tabii isterseniz.. 😔
'Yukardan kim baskı yaptı? diye sordum; söylemedi. O 'Yukarısı' dediği, ben kendimi bildim bileli kitaptan, kitaplıktan hoşlanmaz. isterse eşekli filan olsun, hele köydeki kütüphaneden hiç hoşlanmaz. Bunu sonra sonra daha iyi anladım. O 'Yukarısı', kitap okuyan köylüden, köy çocuğundan hiç hoşlanmaz.
Sayfa 111 - Literatür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Sokulup, Yukardan kim baskı yapti?' diye sordum; söylemedi. O 'Yukarısı' dediği, ben kendimi bildim bileli kitaptan, kitaplıktan hoşlanmaz. İsterse eşekli filan olsun, hele köydeki kütüphanede hiç hoşlanmaz. Bunu sonra sonra daha iyi anladım. O 'Yukarısı', kitap okuyan köylüden, köy çocuğundan hiç hoşlanmaz. Bizim şairlerden Melih Cev- det Anday'ın bir kitabı var; adı Rahatı Kaçan Ağaç. Ben pek severim. Kendisi bizim iyi şairlerimizdendir.
Sayfa 111
“Yukarıdan kim baskı yaptı? diye sordum;söylemedi. O ‘yukarısı’ dediği ben kendimi bildim bileli kitaptan,kitaplıktan hoşlanmaz.İsterse eşekli filan olsun,hele köydeki kütüphaneden hiç hoşlanmaz.”
Sayfa 111 - LiteratürKitabı okudu
...O raporu öyle yazdığı için çok yürek sızısı çektiğini söyledi bana. Öyle yazması için yukardan kendisine baskı yapıldığını anlattı. Usulca çenesinin altına sokulup, 'Yukardan kim baskı yaptı?" diye sordum; söylemedi. O 'Yukarısı' dediği, ben kendimi bildim bileli kitaptan, kitaplıktan hoşlanmaz. İsterse eşekli filan olsun, hele köydeki kütüphaneden hiç hoşlanmaz. Bunu sonra sonra daha iyi anladım. O 'Yukarısı', kitap okuyan köylüden, köy çocuğundan hiç hoşlanmaz.
Sayfa 111
Usulca çenesinin altına sokulup, 'Yukardan kim baskı yaptı? diye sordum; söylemedi. O 'Yukarısı' dediği, ben kendimi bildim bileli kitaptan, kitaplıktan hoşlanmaz. İsterse eşekli filan olsun, hele köydeki kütüphaneden hiç hoşlanmaz. Bunu sonra sonra daha iyi anladım. O 'Yukarısı', kitap okuyan köylüden, köy çocuğundan hiç hoşlanmaz.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Usulca çenesinin altına sokulup, 'Yukardan kim baskı yaptı diye sordum; söylemedi. O 'Yukarısı' dediği, ben kendimi bildim bileli kitaptan, kitaplıktan hoşlanmaz. İsterse eşekli filan olsun, hele köydeki kütüphaneden hiç hoşlanmaz. Bunu sonra sonra daha iyi anladım. O Yukarısı, kitap okuyan köylüden, köy çocuğundan hiç hoşlanmaz.
Sayfa 112Kitabı okudu
"Ancak aradan onlarca yıl geçtikten sonra ünlü gazeteci Vera Tkaçenko Pravda Gazetesi'nde bizimle ilgili, savaşa bizim de katıldığımıza dair bir yazı yayımladı. Yalnız kal­mış, hayatını yoluna koyamamış ve hala ev sahibi olma­yan cepheli kadınların varlığından söz etti. Toplumun bu aziz kadınlara bir borcu olduğundan... İşte o zaman cep­heli kadınlar biraz da olsa ilgi görmeye başladı. Kırk-elli yaşlarındaydılar, yurtlarda yaşıyorlardı. Nihayet onlara ev verildi. Bir arkadaşım... Adını söylemeyeceğim, gücenir falan... Askeri sağlık memuru... Üç kere yaralandı. Sa­vaştan sonra tıp enstitüsüne girdi. Yakınlarından kimseyi bulamadı, hepsi ölmüş. Korkunç yoksulluk çekti, karnını doyurmak için geceleri apartman girişlerini silerdi. Buna rağmen kimseye savaş gazisi ve imtiyaz sahibi olduğunu söylemedi, tüm belgelerini yırtıp attı. 'Neden yırttın?' diye sordum. 'Benimle kim evlenirdi yırtmasam?' dedi ağlayarak. 'Aferin, iyi etmişsin o zaman,' dedim. Daha da yüksek sesle ağlamaya başladı: 'O kağıtlar şimdi işime ya­rayabilirdi. Ağır hastayım ben.' Düşünebiliyor musunuz? İki gözü iki çeşme..."
Sayfa 148
Resim