Hiç böyle bir acı yaşamamıştım, hiç bundan derin bir acı duymamıştım. Bedenimi erkeklere satmanın acısı çok daha azdı.O acı gerçek değil düşseldi. Bir fahişe olarak kendim değildim; içimde hiçbir duygu uyanmıyordu. Duygularım gerçekten içten değildi. O zamanlar hiçbir şey beni incitemez, şimdi çektiğim acıyı yaşatamazdı bana. Kendimi asla şimdi hissettiğim gibi alçalmış hissetmemiştim Belki de bir fahişe olarak o kadar aşağılanmıştım ki, hiçbir şeyin önemi kalmamıştı. insan sokağa düştüğü zaman hiçbir beklentisi kalmaz, hiçbir şey umut etmez. Oysa ben aştan bir şeyler beklemiştim. aşkı tanıyınca insan olduğumu hissetmeye başlamıştım. Fahişeyken karşılıksız hiçbir şey vermez, hep alırdım. Ama aşık olunca bedenimi ruhumu, aklımı ve tüm çabamı düşünmeden verdim. Asla bir şey beklemedim, sahip olduğum her şeyi verdim, kendimin tümünü bırakıp bütün silahlarımdan, tüm savunmalarımdan arınarak çırılçıplak kaldım. Oysa fahişeyken kendimi korur, her an savaşırdım; hiç korunmasız kalmazdım. Gerçek benliğimi korumak için erkeklere dış kabuğunu sunardım.