Amr b. Kays'ın birinden bildirdiğine göre Muâz b. Cebel, vefat anı geldiğinde yanındakilere: "Bakın sabah oldu mu?" diye sordu. Kendisine: "Henüz sabahı etmedik" dediler. Sonra bir daha: "Sabah oldu mu?" diye sordu. Yanındakiler: "Henüz sabah olmadı" karşılığını verdiler. Bir süre sonra gelip ona: "Sabah oldu" dediklerinde Mûaz şöyle demeye başladı: "Sabahında beni Cehennem ateşine götürecek olan bir geceden Allah'a sığınırım! Merhaba ey ölüm! Gurbetten gelen ziyaretçi, ihtiyaç anında gelen dost merhaba! Allahım! Ben ki beni cezalandırmandan korkardım, ama şimdi merhametini umuyorum. Allahım! Dünyada coşan san nehirler, dikilen ağaçlar için kalmak istemediğimi, aksine uzlete çekilmek, zamanın getirdiklerine sabretmek ve zikir halkalarında âlimlerle birlikte olmak için kalmak istediğimi iyi biliyorsun.
“Bak, biz ölümden bahsederken, düş görüyoruz. Ölüm döşeğinde birkaç insan gördüm ben; insanların düşünce yapısı o kadar sınırlı ki, yaşamlarının başı ve sonu hakkında hiçbir fikirleri yok.”
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
318 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Kitap 1800'li yılların başında Hollanda'da geçiyor. Emily Gloria Malikânesinde Mayer ailesinin yanında mürebbiye olarak çalışıyordu. Fakat yanında çalıştığı aile Boston'a taşınır. Malikanenin yeni sahibi artık Arthur'dur. Arthur Hannah ile evlidir bir de Lena isimli bir kızları vardır. Emily'nin annesi babası ölmüştür, artık tek umudu yeni sahibinin ona malikanede yeni bir iş vermesidir. Çünkü onunla aynı malikânede yaşayan yatalak bir kardeşi vardır. Malikâneye ilk geldikleri gün Arthur'un biraz ruh hastası biri olan eşi, Emily'i orada istemez ve onu göndermesini söyler. Fakat Arthur bir iş bulana kadar orada kalmasına izin verir. Arthur Emily'e çalışabileceği, kardeşini de yanlarına kabul edecek bir aile bulur. Fakat tam o sırada kardeşi vefat eder. Artık tek başınadır bu hayatta. Arthur mutsuzdur evliliğinde, hiçbir zaman sevmemiştir Hannah'ı onun babasının ölüm döşeğinde ettiği vasiyet yüzünden mecburen evlenmiştir onunla. Ve yavaş yavaş Emily'e gönlü kaymaktadır. Emily'nin de ona. Emily malikaneden ayrılır başka bir ailenin yanında işe başlar. Aile onu gerçekten çok sevmiştir. Emily ve Arthur'un arasındaki bu aşkı fark eden Hannah ikisine de akıl almaz kötülükler yapar. Emily ve Arthur arasında neler yaşanacak. Çok akıcı bir dille yazılmış, yabancı klasikler tadında bir aşk kitabı. Yazarın kalemine sağlık. Ben çok severek okudum. Sizlerede kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
Yediveren Kışı
Yediveren KışıYağmur Kutsal · Kumran Yayınları · 202410 okunma
okumadan alıntısından sevdiğim kitap / merak uyandırıcı
+1 Ve aşk, ya cinnetin olur ya cennetin!sh.14 Kendimi senden alamayacak kadar Fakir Kendimi sana verecek kadar zenginim.!sh.61 Bir aşık en fazla, söyleyecekleri çokken susar! sh.72
210 syf.
·
Puan vermedi
Hep ertelediğim bir kitaptı. Yeni bir kitap okumak için karar verme aşamasındayken anasayfamda karşıma çıktı aynı kitap: yaşamak! Kıymetli bir okurun incelemesi ile ikinci defa karşıma çıkmış oldu yani. Daha fazla ertelemeden başlayayım en iyisi dedim:) Bazen olur ya bir kitaba başladığınızda karmakarışık olaylar olur, sizi kitaptan soğutma
Yaşamak
YaşamakYu Hua · Jaguar Kitap · 201632,7bin okunma
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Sen benim hayatımsın, aşkımsın ve bilinçli yaşamımsın ve madem yaşamım sensin, ölürken yanımda başka birinin bulunmasını istemem. Hem günün birinde can çekiştiğimi haber alınca ölüm döşeğime koşmanı da istemem, ben artık seni göremezken, kokunu içime çekemez­ken, yüzünü öpemezken cenazeme gelmeni de istemem, hatta her birimiz kendi acınası ya da uzak yaşamlarımızı sürmüş de hayatta kalmışsak bana ömrümün son yıllarında eşlik etmeyi kabullenmeni ya da o yolda çabalamanı da istemem. .
Sayfa 15 - YKYKitabı okudu
"Ben bir salak gibi ölmek istemiyorum" ..madem günün birinde ölmekten kaçınamam, zamanım varken o aynı ölçüde kesin ve kaçınılmaz olan tek şeye her şeyden çok özen göstermeyi istiyorum, özellikle de ölüm biçimime özen göstermeyi, çünkü bu, o ölçüde kesin ve kaçınılmaz bir şey değil. .
Sayfa 14 - YKYKitabı okudu
456 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İYİ ve KÖTÜNÜN SAVAŞI. Yedi Kartal Efsanesinin seri halinde üç ayrı kitabı var. (Birinci Kitap: Zülfikar’ın Hükmü, İkinci Kitap: Erbain Fırtınası, Üçüncü Kitap: Aşk ve Bedel) Birinci kitabı olan Zülfikar’ın Hükmü’nü okuyarak başladım. Gerçekten çok beğendim. Zaten ben okuyacağım kitapları özellikle araştırıp okumaya başlıyorum. Yedi Kartal Efsanesi serisinin de methini çok duydum. Kitap hiç sıkmadan sürükleyici bir şekilde devam ediyor. Kurgusu farklı olan fantastik bir kitaptı. //DİKKAT Kitabın konusu hakkında bilgi içerir.// Kitapta Yediler adında Lokman Hekim tarafından yıllar önce kurulan her birinin farklı olağanüstü güçleri bulunun 7 insan var. Yedilerin karşısında kötü olan bir sürü örgüt ve özel güçleri olan insanlarda var. (Gececiler gibi) Solaklar ve Devletin 12. Daire personeli de Yedilere sürekli yardım ediyor. Yediler çok olağanüstü bir ölüm şekli olmadığı sürece ölmüyorlar. Hatta yaşlanmaları da çok çok yavaş. Bir nevi ölümsüzler. Bu durumun devam edebilmesi için her elli yılda bir Lokman Hekimin hazırlamış olduğu ve sırrı çok gizli bir şekilde saklanan iksiri içmeleri gerekiyor. Kitap akıcı bir dil ve heyecanla değişik konuları ile içine sürüklüyor okuru. Şunu anladım Türkiye olarak bizim bir yazarımızda fantastik kurgu tarzında müthiş heyecan dolu bir kitap yazabiliyormuş. Hatta sabırsızlıkla ikinci kitaba geçmek istiyor insan. Demek ki güzel bir iş çıkarmış Saygın Ersin.
Yedi Kartal Efsanesi 1 - Zülfikar'ın Hükmü
Yedi Kartal Efsanesi 1 - Zülfikar'ın HükmüSaygın Ersin · Pegasus Yayınları · 2010420 okunma
“Korkmamalıyım. Korku katilidir aklın. Korku, mutlak ölüm getiren küçük ölümdür. Korkumla yüzleşeceğim. Onun etrafımdan ve içimden geçip gitmesine izin vereceğim. Ve geçip gittiğinde, onun izlediği yolu görmek için iç gözümü kullanacağım. Korkunun geçtiği yerde hiçbir şey olmayacak. Yalnızca ben kalacağım.”
Reklam
Örneğin, duygusal biri olmadığım halde ben bile ne hayal ediyorum biliyor musunuz? Yüreği ve bedeni büsbütün saran bir aşk, gece gündüz hep sarmaş dolaş, neşeli ve coşkun, beş yıl boyunca böyle sürsün, sonra da ölüm. Heyhat!
İçerde konuşulanları duyabilmek için kulağımı kapıya, anahtar deliğine dayadım. Bütün ayrıntılarıyla annemin bir sözü kulağımda. Annem, babama diyor ki: - Oğlum yatılı okulda okuyor ya, onun için gözlerim açık ölmüyorum... Oysa ben okuldan kaçmıştım, bir daha da okula dönmek olanağım yoktu. O denli çok zaman geçmişti ki, dönsem bi­ le artık beni okula bir daha almazlardı. Benim okul kaçkını olduğumu ne annem, ne babam bili­ yordu. Annemi ölüm döşeğinde kandırmıştım; bu bana çok ağır geldi. Okuyabilmek, okula gidebilmek için çırpınmamın tek ve baş nedeni, işte kapı arkasından duyduğum, annemin bu son sözleridir. Kendimi anneme borçlu, sorumlu, yükümlü bulu­ yordum. Ne yapıp edip okumalıydım. Annem o sözleri söy­ lemeseydi, ben de o sözleri duymasaydım, bir daha hiç oku­ la gidemezdim, okuyamazdım.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.