Candarmalar da bana Rusyayla konuştuğum telsizimin yerini sorarlar. Birkaç kere oldu bu. Döğmüyorlar. Telsizim falan yok, ben ömrümde telsiz görmedim, diyorum, inanmıyorlar. Benim telsizim bir sır.
"Sen yemek yapmayı mı biliyorsun?" "Kırıcısın Sevgili Avukat, benim bu hayatta yapamadığım hiçbir şey yok. Diyorum ya her eve lazım bir Suç Kralı'yım ben."
Sayfa 245 - Tugay~EftalyaKitabı okuyor
Reklam
"Hayır," diyorum sessizce, başımı sallayarak. "Hayır. Bunun Lana olmasına imkân yok." "İlk başta ben de öyle düşünmüştüm," diyor çok sessiz bir şekilde. "Sonra Plemmons'ın otopsi raporlarını okudum. Lana'nın birkaç çürüğü vardı. Plemmons onlarla doluydu. Geçmişte pek çok kadını kolayca zapt etmiş bir adam dayak yedikten sonra bıçağın üzerine mi atlamıştı? Bunu hiç araştırmadık, çünkü-" "Hadley," diyorum törpülenmiş bir fısıltıyla.
#varolantekşeymutluluk
Ancak geçmişe dayanarak ve geleceğe yansıtarak isteklerde bulunabilirsin ve ikisi de aslında yoktur. Varolan tek şey şimdidir. Bu an varolan tek andır. Onun içindeyken arzulayamazsın, sadece orada kalabilirsin. Keyfini çıkarabilirsin. Ve ben bu anın içinde mutsuz olabilen birine henüz rastlamadım. Buna şaşarsın. Pek çok kez insanlar bana gelip pek mutsuz olduklarını falan anlatıyorlar, ve ben de onlara diyorum ki, "Gözlerini kapat ve hemen şu anda mutsuz olup olmadığına bir bak." Gözlerini kapatıyorlar, sonra açıyorlar, ve "Şu anda mutsuz değilim" diyorlar. Şu anda kimse mutsuz değil. Buna imkan yok. Eşyanın tabiatına aykırı olurdu. Tam şu anda sen mutsuz musun? Hemen şimdi? Bir dakika önce mutsuz olmuş olabilirsin, tamam bu doğrudur. Veya bir dakika sonra mutsuz olacaksındır - buna da izin var. Ama şu dakikada, varolmayan bu iki dakika arasında, mutsuz musun? Kimse olmamıştır bugüne dek.
İnsan tercih eder. Öğrenmek ve mantığını çözmek arasında bir tercih yapar. Öğrenen insan her şeyi ezberler. Şarkı sözlerini, kitap isimlerini, büyük düşünürlerin doğum ve ölüm tarihlerini ezberler. Mantığını çözmeye çalışansa hayatın işleyişini kavramaya uğraşır. İsimlerin, tarihlerin bir önemi kalmaz. Birkaç temel bilgi yeter sanatın, hayatın mantığını çözmek için. İkinci gruptakiler hatırlamazlar. Sadece nedenleri bilirler. Ama hatırlamazlar aktörleri. Ben de hatırlamıyorum filmleri, sanatı, davranış bilimindeki teorisyenleri, din kitaplarındaki kahramanları... Bazen bembeyaz bir ekran hayal ediyorum. Gözlerimi açtığım zaman gördüğüm lekesiz bir beyazlık. "Hayat" diyorum. "İşte bu! Bembeyaz. Hiçbir şey yok üstünde, altında. Zihnim bembeyaz. Bildiğim her şeyi unutmuşum. Tereddüt ettirecek bir bilgi kırıntısı bile yok kafamda. Sadece iç organlarım var derimin altında. Tek bir düşünce yok..."
Aslında yalan söylüyorum. Ben hiçbir şey aramıyorum ve beklemiyorum. Sadece duruyorum. Kaçanı da durduruyorum. "Durun!" diyorum. "Gitmenize gerek yok. Onlar size gelirler...
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.