Kuyular var derin ve fakat ben Yusuf değilim. Yusuf olmayınca her kuyu derin insan için ...
Bana, bırakıp kurtulma öğüdü verme.Yapamam.Senin gibi değilim ben.
Reklam
Bazen kendi kendine: "Niçin ben hiçbir şey değilim?" Diye sorar ve buna kandırıcı bir cevap bulup veremezdi.
Kuyular var, derin ve fakat ben Yusuf değilim. Yusuf olmayınca her kuyu derin insan için.
Bir nefeslik dileğim var Göğü sen ettim, içime çektim Bir taş kadar sert eser dalgaların Geçmez can içinden Kavga eder yüreğimle amansız Çırpınır yüreğim, savrulurum Geçme yakınımdan yöremden Gölgen, bana zihnim kadar yakın Dokunsam dağılırım ben Atma beni kör kuyulara Yusuf değilim ben Ateşine çıra olurum da Yakma beni, nemrut değilim ben Deryadan bir yuduma niyetlendim Damlası beni boğar, niyetimde boğma beni Hiç geldim, hiç gidiyorum Varmışım gibi yok etme beni
Reklam
Kimseler bilmese de çaresizliğim geçmiyor bir türlü. Kuyular var, derin ve fakat ben Yusuf değilim. Yusuf olmayınca her kuyu derin insan için. -Tarık Tufan
Onlar kalıplarının içinde rahat. Onlardan değilim ben.
Sayfa 178Kitabı okudu
Dersim 1937-1938
Elâzığ Ortaokulunda okuyan iki çocuk... Tatili geçirmek üzere memleketleri olan Hozat'a geliyorlar ve facianın tam üstüne düşüyorlar. Hozat yakınlarındaki köylerine geldikleri zaman babaları Yusuf Cemil'in öldürtülmüş olduğunu öğreniyorlar ve ağlamaya başlıyorlar. Onlara şu karşılık veriliyor: - Sizi de onun yanına götüreceğiz!>> Çocuklar odadan sürükletilerek çıkartılıyor ve jandarma muhafazasında gittikleri yolda süngületiliyorlar. Böylece babalarının yanına gönderilmişlerdir. Her evi ayrı ayrı tutuşturulduktan sonra dört bir etrafı ayrıca çalı çırpı içine alınıp alev alev yakılan bir köyden, deli gibi bir adam çıkıp, çalı yığınları gerisinde manzarayı seyredenlere doğru ilerliyor ve haykırıyor: «Durun, ben köy ahalisinden değilim! Muallimim! Müsade edin, kendimi size isbat edeyim!>> Fakat sözüne mukabele, bir kalasla itilerek alevler içine atılması oluyor. Adam, evvelâ göğsünün kılları tutuşarak alev alev yanarken, çalı yığınları gerisinde âmir, zevk ve istihza ile sigarasını içmektedir. (Bu vak'a, bana, 1944 yılında, Eğridir'de askerliğimi yaparken, resmî şahıslar huzurunda, yanan adama karşı sigarasını zevkle içtiğini söyleyen âmirden bizzat dinleyenlerce anlatılmıştır.)
Sayfa 174 - Büyük Doğu Yayınları 1985 BaskısıKitabı okuyor
Reklam
-Zengin değilim ben. Paralıyım. -Farkı var mı? -Çok!
Kim­seler bilmese de çaresizliğim geçmiyor bir türlü. Kuyular var, derin ve fakat ben Yusuf değilim. Yusuf olmayınca her kuyu derin insan için.
Sayfa 53
Cerir (r.anh) anlatıyor: Mekke'nin fethedildiği gün, adamın biri Peygamberimizin (sav) huzuruna çıktı. O sırada, adamı bir titreme tuttu. Resûlü Ekrem: "Rahat ol, sıkılma! Ben hükümdar değilim; ben, Kureysş kabilesinden, kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum!" buyurdu.
Sayfa 208Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.