Kitap, bir oturuşta okunabilecek kısa bir eser olmasına karşın yazar eserinin içeriği ve Latince cümlelerle onları anlama ve anlamlandırma sürecine bizi sokuyor, açıkçası okurken çok sıkıldım. Yazar, ‘’eudaemonoloji’’ yani mutlu olma sanatı kavramı hakkında 45 adet ‘hayat kuralı’ başlıkları altında, çeşitli yazarların ve filozofların da görüşlerini de ekleyerek kendi felsefesini anlatıyor. Bazı kuralları anlamakta zorlandım ve ve bir anlam veremedim.Yazar genelde şükür etme, kadercilik üzerine de anlatımlar da bulunmuş.
Scopenhauer in okuyanlara tavsiye olarak bence mutluluğa, sadece kendinize ve çevrenizdekilere ve elde etmek istediklerinize ve yaşama ait var olan yönelimlerinize aynı zamanda sorgulamanıza yardımcı oluyor. İyi okumalar dilerim ama ben okurken hem çok sıkıldım hemde sürekli tekrarlanan bazen anlayamadığım maddelerden dolayı çok haz etmedim.
Mutlu Olma SanatıArthur Schopenhauer · Can Yayınları · 202013bin okunma
merhabalar, bazı kişisel nedenlerden dolayı esere uzun bir ara vermek durumunda kaldım ama eseri bitirdikten sonra genel değerlendirmemi rahatlıkla yapıyorum.
Sinekli Bakkal eserini okumuş ve hayli beğenmiştir. fakat aynı şeyi maalesef bu eser için söyleyemeyeceğim. öncelikle eserdeki eski kelimeler bana göre okuma keyfini çok fazla
Çok basit bir kitap olduğunu düşünüyorum öncelikle, bir ortaokul öğrencisi yazmış gibiydi. Bazı yerleri özellikle ana karakterlere çok sinir ve cringe oldum. Yine de akıcı olduğunu inkar edemem 1 günde bitti. Arada sırada bu tarz saçma kurgular gerekiyor bence bünyeye. Yine de merak ettiğim - 1.kitapta tam olarak açıklanmayan- şeyler oldu. Sırf o yüzden 2.sini okuyabilirim.
Yeni kitap yorumu ile herkese 'Selamlar'
Herşeyi erteleyen biri olarak kitabı görür görmez dikkatimi çekti. #nihankaya yı daha önce çok duymuş ama hiç okumayı düşünmemiştim.Ama bu kitap sanki tam bana göre diye düşünerek aldım ve hemen okumaya başladım.
Kitabı okurken hem erteleme üzerine hem de yazarın hayatı üzerine epey bilgi
Söze nereden başlasam!
Şiirden mi, romandan mı, siyasal yazılardan mı?... '' Z ehir l i karanfiller büyüttüm / dargınlığımın saksılannda'' diye başlıyor bir şiiri. Sözü buradan alıp "Kanlı bir karanlıktı gördüğüm / ben mi çok geniştim dünya mı çok dardı / nasıl yaprak yaprak açılıyordu / vahşi bir bitki gibi keder" deyişindeki hüznü damıtıp buradan mı konuya girseydim.
Yoksa "Faşizmin Ayak Sesler i " kitabında topladığı kimi yazılarında çizilen siyasal doğrultuyu mu ele alsaydım? "Elsiz ayaksız bir yeşil yılan / yaptıklannı yıkıyorlar. Mustafa Kemal" dizesinden "Hangi Atatür k " kitabına uzanıp "Bence Mustafa Kemal Paşa, iktidann yapısal niteliğini değiştirdiği için önemli bir devrimcidir . Mazlum milletlere karşı azgın saldırganlığını sürdüren emperyalizmle boğuştuğu için de yaman bir Üçüncü Dünya lideridir" yargısı üzerine, dünden bugüne, bugünden yarına ulaşan siyasal söyleşi mi yapsam? Evet, nasıl başlasam söze?
Kitabı okurken bahsedilen şehirde yaşamış kadar ben de tiksindim tiksintiyi çok güzel yansıttı bazı şeyler çok tanıdık zaten :) yazarın yılanlarla dans kitabından kısa bir süre sonra okudum bence bu daha güzeldi
TiksintiHoracio Castellanos Moya · Notos Kitap Yayınları · 2019341 okunma
youtu.be/cg-4ZzV77dQ?si=...
Bu güzel gecede , kendime iyi davranmanın önemini anlamaya çalışıyorum. Hayatın karmaşasında kaybolmadan, kendi içime dönüyorum ve iç sesimle konuşuyorum.
Anı yakalamak için yavaş adımlarla ilerliyor, her nefesi derinlemesine hissediyorum. Çünkü hayatın en kıymetli hazineleri, yaşadığımız anlarda
Bögü Tanman | Taco Nacho Burrito
Yetimhanede büyüyen üç dost; Taco, Nacho ve Burrito… Hayat onlar için hiçbir zaman kolay olmamış. Sırf ten renkleri yüzünden dışlanan, yaşadıkları hiçbir yerde istenmeyen , hor görülen bu üç arkadaş bu duruma ne yazık ki alışmışlar. Asla normalleştirilmemesi gereken ve bence farkındalık yaratacak bir konuyu
Sen ey kendiyle yetinen;
Fosforun yeri gece,
Ne yapar gecesiz ateşböceği?
Belki anlamsız ve delice
Kumrunun inanılmaz yuvası
Bir direğin tepesinde.
Ama boşluktur biraz da
Bir kuşu biçimleyen,
“ Sen ey kendiyle yetinen fosforun yeri gece,
Ne yapar gecesiz ateş böceği?
Belki anlamsız delice kumrunun inanılmaz yuvası bir direğin tepesinde,
Ama boşluktur birazda bi kuşu biçimleyen
Bence böyle.Seni bilemem.
Sen ey kendiyle yetinen
Ne derlerse desinler su eğimine gidecek
Sen şaraba banılmış ekmek
Deltasıyız bütün sözlerin ve söz sonunda bak nasılda senle bana gelecek
Sen yarım kalan bi aşkın kaçınılmaz sürgünü
Katlanan göğsümdeki kayaya,
Sen orda şimdi bi hüznü köpürt.
Ben bir çocuğa su vereyim burda
Ben ki kiracıyım bi acıya
Sen imzalarsın sabah akşam defterini bensizliğin
Bense kanla öderim kirasını kaldığım evin
Bir takvimi tersten açardık eğer isteseydin
Sen ey kendiyle yetinen,
Artık suyumuz bulanık
Bir güneş bile olsa sonunda
Yolumuz kırık
Önümüz karanlık
Ama yine de, umudumuz kalabalık.”
Her güzel şeyin bir sonu varmış cidden. Bitmez sandığımız aşkların bi anda yok olup gitmesi hayatın en hüzünlü yeri bence. Kurduğumuz hayaller bi anda suya düşer. En kötüsü de onsuz hayalimin olmaması. Varlık sebebimi ona bağlayamıyorum artık. Var değilim çünkü. Yıkılan hayallerimle birlikte ben de suya düştüm. Boğuldum, kurtulamadım. Bana yardım
İnceleme yazmaya başlamadann önce bir cümle geliyor karşımıza kitabı beğendiniz mi diye? Beğenmek ne kelime bayıldımmmmmmmmm...
İlk defa
Fatih Duman okudum ve asla son olmayacak. Aslında uzun zamandır merak ettiğim lakin bir türlü fırsat bulup da okuyamadığım bir yazardı kendisi. Ve çok fazla üzerine tavsiye aldığım bir yazar aynı zamanda.
Fatih Duman için 'keşke' kelimesini kullanıyorum çünkü keşke daha önce okumuş olsa idim, tanışmış olsa idim bu kuvvetli kalem ile. Ama bizler nasip kelimesine inanan insanlar olduğumuz için elhamdülillah, çok fazla üzülmeyeceğim çünkü nasip bu zamana imiş.
Kitaba gelecek olursak asla ne anlattığını söylemeyeceğim çünkü içerisinde kişinin kendi kendine keşfetmesi gereken ne hazineler saklı. Şöyle oluyor böyle oluyor demek benim açımdan bu eserin gizemini kaçırır gibi geliyor. Şunu diyebilirim ama o kadar çok şey öğrendim, hayatıma aldım, kalbime işledim ki anlatamam. Ben Somuncu Baba hakkında meğer hiçbir şey bilmiyormuşum. Şimdi onu anlamaya, hissetmeye ve sırrını bende kendimce uygulamaya çalışıyorum. Rabbim bizlere de böyle iman gücü nasip etsin. Amin.
Değerli kitap dostları kitabı bence okuyun demeyeceğim kesin okumalısınız. Mutlaka okuyun. Şimdiden iyi okumalar dilerim.
ÂmâFatih Duman · Nesil Yayınevi · 20191,837 okunma