Nurullah Ataç, yolda yürürken beyitler okurdu kendi kendine; sevdiği, seçtiği Divan beyitlerini yazmıştı bir deftere, "O koca koca divanlarda güzel beyit azdır, ama aramaya değer" derdi. Sonra ben de öyle bir defter tutmaya kalktım, ama sürdüremedim, bıraktım gitti. O şiir, Divan şiiri, gittikçe unutuluyor, genç ozanlarımız onun tadını
“Gitgide gizli kapaklı şeyleri sever oldum. Modern yaşamı harikulâde ya da gizemli kılabilen yegâne şey de budur bence. En basit şey bile gizlendiğinde güzelleşir.”
Reklam
Peki değer verilecek ne kaldı geriye? Bence insanın kendine has yapısına, amacına uygun hareket etmek ve etmemek. Bütün işlerin ve sanatların hedefi de budur. Üretilen şey, üretildiği amaca uygun olmalıdır
Beni olduğumdan daha iyi bir insan haline getirdiler, getirmeye devam ediyorlar. Ne demek istediğimi şimdi değilse de bir gün kavrayacaksın. Bence arkadaşlığın bütün numarası, senden daha iyi insanlar bulmak`, daha akıllı, daha karizmatik değil, daha sevgi dolu, cömert ve bağışlayıcı insanlar bulup onlara sana öğretebileceklerinden ötürü saygı duymak, senin hakkında ne kadar iyi veya kötü şeyler söylerse söylesinler kulak vermek, bir de onlara güvenmek, ki en zoru budur. Ama en güzelidir de.
“Bence arkadaşlığın bütün numarası, senden daha iyi insanlar bulmak; daha akıllı, daha karizmatik değil, daha sevgi dolu, daha cömert, daha bağışlayıcı insanlar bulup onlara sana öğretebileceklerinden ötürü saygı duymak, senin hakkında ne kadar iyi veya kötü şeyler söylerse söylesinler kulak vermek, bir de onlara güvenmek, ki en zoru budur.”
Sayfa 259 - Doğan KitapKitabı okudu
"Adı Dorian Gray mi?" diye sordu Lord Henry, stüdyonun diğer ucundaki Basil Hallward'a doğru yürürken. "Evet, adı bu. Aslında sana söylemeyecektim." "Peki neden?" "Anlatması zor. Birini çok sevmişsem, adını asla başkalarına söylemem. Onlara ait bir parçayı başkalarına teslim ediyormuşum gibi gelir bana. Gitgide gizli kapaklı şeyleri sever oldum. Modern yaşamı harikulade ya da gizemli kılabilen yegane şey de budur bence. En basit şey bile gizlendiğinde güzelleşir. Şu an şehir dışına çıkacak olsam, evdekilere nereye gideceğimi söylemem. Söylersem zevki kaçar. Belki saçma bir alışkanlık ama bir şekilde insanın yaşamına hayli romantizm katıyor. Bu yaptığım sana çok saçma geliyor olmalı, öyle değil mi?" "Hiç de değil," diye cevap verdi Lord Henry. "Hiç de değil sevgili Basil. Evli olduğumu unutuyorsun herhalde; evliliğin en büyük cazibelerinden biri de kandırma üzerine kurulu bir yaşam biçimini her iki taraf için de zorunlu hale getirmesidir. Ne ben karımın nerede olduğunu bilirim, ne de o benim ne yaptığımı. Bir araya geldiğimizde -arada sırada dışarıda yemek yediğimizde ya da Dük'ün yanına gittiğimizde görüşürüz- olabilecek en ciddi yüz ifadesini takınarak, birbirimize olmayacak hikayeler anlatırız. Karım bu konuda çok ustadır; hatta benden çok daha iyidir. Tarihleri falan hiç karıştırmaz; bense hep karıştırırım. Yalanımı yakaladığında da hiç kavga çıkarmaz. Bazen keşke kavga çıkarsa diye geçiririm içimden ama o güler geçer."
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.