"Toplumun çok yetersiz olduğu konusunda size katılıyorum ama ben dinin bizi uysallaştırdığını, bize dünya üzerindeki yerimizi öğrettiğini düşünüyorum."
"Gerçekten mi?" dedi Elizabeth şaşırarak. "Ben bizi zahmetten kurtardığını düşünüyorum. Bence din bize hiçbir şeyin aslında bizim suçumuz olmadığını, iplerin başka bir şeyin ya da birinin elinde olduğunu, bu sebeple gidişattan sorumlu olmadığımızı ve bir şeyleri iyileştirmek için dua etmemiz gerektiğini öğretiyor. Oysa dünyadaki kötülükte epey payımız var. Bu durumu düzeltecek gücümüz de var."
"Ama insanların evreni düzeltebileceğini söylüyor olamazsınız."
"Ben kendimizi düzeltmekten söz ediyorum Bay Roth, kendi hatalarımızı. Doğa daha yüksek bir düşünsel düzlemde işliyor. Daha fazlasını öğrenebilir, daha ileri gidebiliriz ama bunu başarmak için kapıları ardına kadar açmalıyız. Bir sürü muhteşem zihin, toplumsal cinsiyet ve ırk gibi cahilce önyargılar yüzünden bilimsel araştırmalardan uzak kalıyor. Bu beni çileden çıkarıyor, sizi de çıkarmalı. Bilimin çözeceği büyük meseleler var: kıtlık, hastalıklar, nesil tükenmesi. Ve kendi kendine hizmet eden, modası geçmiş kültürel olguları kullanarak başkalarına kapıları kasıtlı olarak kapatanlar sadece riyakar değil, bile isteye tembeller de."