Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Hanımına romantik olan erkeğin sonu;
Eski zamanlardan birinde bir yerde bir padişah varmış. Hep Hızır aleyhisselâmı görmek istermiş. Vezirlerine bu dileğini söylemiş. Onlar ise, “Sultanım, biz Hızır’ı bilmiyoruz ki bildirelim, görmüyoruz ki gördürelim, tanımıyoruz ki tanıtalım” demişler. Ama sultan, “İllâ ben Hızır’ı göreceğim” diye tutturunca vezirleri demişler ki: “Biz Hızır’ı
Sayfa 205 - Yazdığım en uzun alıntı bu olmalı
Gittikçe kendimiz olmaktan uzaklaşıyoruz. Yaptığımız hata sanki tüm doğrularımızı götürüyormuş gibi davranıyoruz. Aslında hata yaparak öğreniyoruz. Hani bebekken yürümeyi öğrenene kadar binlerce kez düşüyoruz ya ait olduğumuz yaşamı bulana kadar da binlerce kez hata yapacağız. Belki de bulamayacağız ama hatalar hep hayatımızın bir parçası olacak. Hayal kırıklığına uğrayacağız ki bu, hayal kurmamaktan iyidir bence. Mutsuz olacağız ki mutluluğun tadına varalım. Hastalanacağız ki sağlığımızın değerini anlayalım. Sevdiklerimizi kaybedeceğiz ki birbirimize daha çok bağlanalım. Evet, bazen çok acıyacak canımız ama hep tutunacak bir şey bulacağız. Bizi hayata bağlayan bir şeyler hep olacak. Sabredip mücadele etmek de vazgeçip kenara çekilmek de bizim elimizde. Ama unutmamamız gereken bir şey var ki bu hayata bir kere geliyoruz. Bir iz bırakıp gitmek, bize ihtiyacı olan insanların hayatına dokunmak gibi güzel bir fırsatımız varken niye pes edelim ki? Neden kendimizi, irademizi, hislerimizi yok sayalım? Neden şikâyet etmeyi bırakıp bir şeyleri değiştirmeye önce kendimizden başlamayalım? Sevdiklerimiz, seçimlerimiz hatta hatalarımızdır bizi bugünlere getiren. Bunun farkında olup elimizdekilerin değerini bilerek, geçmişten ders alarak tutunmalıyız hayata. Yazıyı kendime bir not bırakarak bitirmek istiyorum. Dikenli yollardan çiçekli bahçelere varmak umuduyla..." Hata yapmaktan korkma! Kendin olmaktan korkma! Unutma! Yapamayacağım değil, Yapacağım dediğin zaman başlar maceran.
:')
Reklam
Ata'yı anlamanın en basit yollarından biri de bence direkt temas ettiği yaşamını paylaştığı insanların da tanınıp bilinmesidir , kültürümüzde yer edinmiş ''Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim'' sözünden hareketle Fuat Bey, Fevzi Paşa , İsmet Paşa, Kazım Paşa , Halil Kut Paşa Sakallı Nurettin Paşa gibi şahsiyetlerin de irdelenmesi ve fikir dünyaları araştırılmalıdır ki arkadaşı olan Kemal Paşa'yı daha net anlayalım örneğin Atamızın Fevzi Paşa'nın muhafazakarlığına ehemmiyetle dikkat etmesi onun katıldığı yemeklere özellikle rakı koydurtmaması bu nezaket bu incelik iki şahsın da ahlakının ne kadar kemale erdiğinin en bariz göstergesidir ''Büyük vatan şairi Namık Kemal’i, okul idaresinin aldığı bütün önlemlere rağmen yatakhanede gizli gizli okuduğumuzu nasıl unutabilirim? Mustafa Kemal’in bir gece vakti yanıma gelerek, Kemal’in “Vatan Kasidesi”nin teksirle çoğaltılmış bir kopyasını: “Fuat kardeşim, bunu ezberleyelim.” diye bana verirken yavaş bir sesle, fakat büyük bir heyecanla okuduğu: “Felek, her türlü esbab-ı cefasın toplasın, gelsin Dönersem kahpeyim millet yolunda bir azimetten.” dizelerini nasıl unutabilirim.''