Seninle ben bir ağaç kovuğundaki iki mantar gibiyiz, diz dize otururuz, bir yere gidemeyiz. Yalnızca ben kalacağım senin yanında daima... sen de benim yanımda...
Bak, ağaçtan kuru bir yaprak düştü. Onun bu hareketiyle kelebeğin uçuşu aynı şeydir. Tuhaf değil mi? Acınacak durumda, ölmüş bir şey capcanlı, neşeli bir şeyle aynı şeyi yapıyor.
Anlayacağınız... çok anım var, ama hiçbiri hatırlamaya değmez; önümde, ilerideyse uzun, çok uzun bir yol var, ama bir amacım yok... O yolu gitmek de istemiyorum.