Bazı eserleri çocukluğumuzda okuruz, hayatımız boyunca da unutamayız onları. Çocuklukta okunan kitapların insanın zihninde yoğun olarak kalabilmesi gerçekten etkileyici bir durum. Ama bir yandan da riskli. Mesela klasik bir eseri çocukluğunuzda yarım bırakmış bir halde olursanız, o eser aklınızda daima okumuş olduğunuz yarım haliyle kalıyor. Bu da
***
Yaklaşık yüz yıldır, ekonomik düşünce bir mantıksal zincir üzerinde yer aldı: Bencillik kötüdür. Kapitalizm bencillik üzerine kurulmuştur, bu yüzden kapitalizm kötüdür ve kötü sonuçları olmalıdır.
***
Bencilliği tüm olumsuz çağrışımına rağmen bir erdem olarak neden kullandığı sorusuna çarpıcı bir cevap verir Rand: ‘bunu bizzat ondan korkmanızı sağlayan nedenden dolayı yapıyorum.” Rand, popüler kullanımda bencil kelimesine yüklenen anlamın yalnızca yanlış olmadığını aynı zamanda insanlığın ahlaki gelişiminin zincirlenmesinden daha fazla sorunlu
"Binlerce yıl önce, birisi ateş yakmasını keşfetti. Herhalde insan kardeşlerine ateş yakmayı öğretti diye, o ateşte yakmışlardır onu. İnsanların korktuğu bir şeytanla iş birliği yapan kötü biri olarak görülmüştür. Ama ondan sonra, insanların ısınmak için, yemeklerini pişirmek için, mağaralarını aydınlatmak için bir ateşi olmuştur. O adam
Benim istediğim gibi değilse kötüdür, bana benzemiyorsa ötekidir, benim gibi düşünmüyorsa düşmandır, benim bildiklerimi bilmiyorsa cahildir.
Bencillik berbat bir hastalıktır!
“Binlerce yıl önce, birisi ateş yakmasını keşfetti. Herhalde insan kardeşlerine ateş yakmayı öğretti diye, o ateşte yakmışlardır onu. İnsanların korktuğu bir şeytanla işbirliği yapan kötü biri olarak görülmüştür. Ama ondan sonra, insanların ısınmak için, yemeklerini pişirmek için, mağaralarını aydınlatmak için bir ateşi olmuştur. O adam onlara,
Kulaklarımda Fikret Kızılok... Nasıl da yumuşak bir ses... Kazuo Ishiguro'nun: “ Beni Asla Bırakma” (1) kitabını okuyorum... Hailsham adlı yatılı bir okulu anlatıyor tatlı tatlı... Benim de aklım gerilere gidiveriyor... Bu mevsimde bizim de bahçemiz yemyeşil olur, rengarenk güller pansiyonun önünü süsler, kameriyelerde öğrenciler ders çalışır,
benim istediğim gibi değilse kötüdür, bana benzemiyorsa ötekidir, benim gibi düşünmüyorsa düşmandır, benim bildiklerimi bilmiyorsa cahildir. bencillik berbat bir hastalıktır!
İKİ ŞEHRİN HİKAYESİ ÜZERİNE
ÖNCE ESERDEN ALINTILAR…
* Öldüğümde çok sevdiğim şu kitabın sayfalarını artık ceviremez olacağım, bu yüzden de ölmeden önce hepsini okumuş olmaya dair nafile bir umut besliyorum. Bir an ışık vurduğunda yüzeyin altındaki hazinelerin ve batıkların hayal meyal göründüğü şu dipsiz suyun derinliklerine bakamayacagim.
*
“İstemenin kuralı yoktur, de, açıklaması sınırı suçu yoktur; istemek yaşamın kendiliğinden sonucudur, ne haklı ne haksız, ne yerinde ne yersiz...” der Ömür Hanımla Güz Konuşmaları şiirinde şair Şükrü Erbaş. İstemek; yaşamın sonucu, ne haklı ne de haksız bir eylem… Her insan ister, istemek, hırs insanın bir damarıdır. Ancak insan yalnızca bu damarı