Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
COŞKUN : Bende Saadet Nineyi çok sevmediğimi sanırdım.Ölüm bile beni yalancı çıkarmak için uğraşıyor. Anlamıyorum. Oyun nerde bitiyor, hayat nerede başlıyor, hiç anlamıyorum. (Cemile hıçkırır.) Hayat nerede bitiyor, ölüm nerede başlıyor? (Pencereye bakar.) Ölümün bize bu kadar yaklaşmasına neden izin veriyoruz anlamıyorum. (Odadakilere döner.) Tedbirlerimizi almalıydık; ölümün bizi böyle en hazırlıksız olduğumuz anda yakalamasını önlemeliydik. (Parmağını sallar.) Bu hepimize bir ihtardır.(Yavaşça kalkar; Saffet oturması için bir işaret yapar, dinlemez. Pencereye yaklaşır, dışarı bakar.) Neden bahçeye bakıyorum, biliyor musun? Ölümü seyrediyorum.
saat olmuş 7.03 ben bu kitabı okuyalı yıllar geçmiş ve inceleme başlığında öyle olmadığından bahsediyorum.. küçük aykırı hissetmelerde bugün :) zaten aşağıya çok şey yazmışken buraya da bişiler karalamam azıcık şov ama bu kitabın yeri ayrı ya 2 laf etmeli.. 2017 haziranda 1 haftada bitiriverdim ve depresyonum tescillendi :') zor zamanlardı
Hikmet, birden kımıldadı: “Galiba benden söz ediliyor.” Sermet Beye döndü: “Benim neden evlendiğimi biliyor musunuz albayım?” Hüsamettin Bey şiddetle itiraz etti: “Saçmalama Hikmet. Kimseye bunu yapmaya hakkın yok.” Hikmet güldü: “Daha başlamamıştım albayım. Neyse, bunu da geçelim bir kalem. Yalnız, unutmayın albayım: Bununla altmışdört kalem