Sinan.. Onun hikayesini seveceğimi biliyordum. Şu an bittiği için hunharca ağlamak istiyorum. Kesinlikle en sevdiğim olacağını da biliyordum. Ama işte insan bir yere kadar direnebiliyor, ki ben kitaplarım konusunda direnecek gücü kendimde bulamıyorum.. Neyse ben en iyisi yoruma döneyim. Yoksa sayfalarca ne kadar sevdiğimi anlatabilirim..
Aslında içeriği anlatmak istemiyorum. Sinan'ı siz keşfedin istiyorum. Ama dayanamıyorum da. Sinan'ın ne kadar iyi biri olduğunu, insanların yüzlerini güldürmeyi, onlarla dertleşmeyi, onların kalplerine dokunmayı ne kadar sevdiğini. Etrafındaki insanlara bu güzellikleri nasıl bulaştırdığını görün..
Şu zamanda insanlar birbirine sırt çevirirken. Sinan'ın tanışmadığı insanlarla uğraşması(ki gerçekten uğraşıyor)onlara bir nebze iyi gelmesi ve yüzlerini güldürmesi o kadar güzel ki. Yine sıcacık bir hikaye ve ponçik bir ben :D
Sinan bir gece ansızın hayatına giren "Bayan Renk" ile kötü bir zamanlamada karşılaşıyor. Yine Sinanlığını yapıp ona hayatın güzelliklerini göstermek için anlaşma yapıyor. Tabi onunla birlikte kendi hayatının da "bazı" güzelliklerini keşfetmeye başlıyor.
Kitapta çok güldüğüm, eğlendiğim yerler oldu. Kendi kendime sesli kahkahalar attım yahu :D
Ve birbirinden güzel alıntılara da sahip oldum.
Yerini bende sağlamlaştıran, eğlendiğim halde bitince üzüldüğüm, yarım kaldığım bir kitap oldu.
Neysee.. Çenem yine yerlerde. Bir kitabı sevince onun ile ilgili yorumumun da ne kadar uzadığını da görmüş oldum :D
Bir dipnot. Hala Betül Güçlü okumadıysanız. Daha ne duruyorsunuz. Okuyun ve de okutun! :)