Gidiş
Senin gözlerin benim gerçeğim (sendeki telaşa onlarla inandım) bakmıyor bana,benden uzakta. Aramızdaki mesafede gerilen bir teli inletiyorum seninle sesi ben duyuyorum tek, birşey duyduğu yok kimsenin benden başka. Bir hülyanın hatırasında kasıp kavuruyorum kendimi diyorlar ki, hayat yalandır, aşk da. Nasıl inanırım,o; olmak istemiş de olmamış bir yarım nefes gibi şuramda. Sana dokunamayacak kadar ürkek kalmış olduğum bu mesafeden dön/erken sen önce ayaklarının gerçekliğine inandır beni, inanmak istesem de senin gidişin yalandır bende.
Hürriyet benim karakerimin mayasıdır, demişti. Bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın olabilmesi ve kalabilmesi, o milletin hür olmasıma bağlıdır. Ben bu vasıflara çok önem veririm ve bu vasıflar bende de olduğuna, eğer milletimde varsa inanırım. Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı olmalıyım. Millet hürriyeti benim için bir hayat meselesidir.
Sayfa 127 - Pozitif YayıneviKitabı okudu
Reklam
hiç şaşmaz
İşte böyledir babayla tartışmak: Sonunda haksız olduğuma bende inanırım.
Sayfa 100Kitabı okudu
_Bazı insanlar kendi güneş sistemlerinde yaşarlar. Onları orada ziyaret etmek gerekir. _En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. _Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar
17-18 yaşlarımda bende sol düşünce belirmeye başlamıştı. Sanatım onunla tay gitti, yani paralel. Ben iki şeye inanırım. İki şeyin sonsuz gücüne, sonsuz yaratıcılığına, sonsuz değişimine; halk ve doğa. Sanatımı halkımla birlikte, onun büyük yaratıcılığı ile birlik olarak, onun için yaparım. Politikam da sanatımdan ayrılmaz. Halka kim zulmediyorsa, etmişse, halkı kim eziyor, ezmişse, onu kim sömürmüş, sömürüyorsa, feodalite mi, burjuvazi mi... Halkın mutluluğunun önüne kim geçiyorsa ben sanatımla ve bütün hayatımla onun karşısındayım.
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Bilge birisi; "Ben kötü bir şey başıma gelene kadar ondan korkarım. Gelmesin diye korkarım. Ama başıma geldikten sonra ondan korkmam. Çünkü Allah başıma verdiyse onu kaldırabilirim. Onu kaldırabilecek gücüm olduğu için başıma vermiştir. Buna da inanırım." Bu ne demek? Bende varsa, bu bende olanıyla başa çıkabilecek bilgi, beceri, tecrübe de var. Allah bir dert verdiyse, çözümünü de veriyor. Bende var o çözüm. Dert verdiyse devasını da veriyor. Bende var o deva. Hastalık verdiyse şifasını da veriyor. Bende var o şifa. Yeter ki ben kendimi, hikayemi, geçmişten bugüne doğru bir şekilde konumlandırmış olayım.
Sayfa 22
Reklam
Aşırı iyimserlik aşırı üzüntü ile sonuçlanır.
"Hassas, hayalperest, şiir seven her genç kız gibi bende dünyada en büyük saadetin yalnız sevmek ve sevilmekte olduğuna inanırım."
İnsanların dünyaya başka insanları bulmak için gönderildiğine inanırım. Bende seni bulmak icin doğmuştum. Seni bulmak, tenine dokunmak, nefesini içime çekmek, bütün düşüncelerini dinlemek için. Ama artık bunun doğru olduğuna inanmıyorum. Çünkü senin gibi biri için yaratılmış olmak istemiyorum...
''Diyorlar ki, hayat yalandır, aşk da. Nasıl inanırım,o; olmak istemiş de olmamış bir yarım nefes gibi şuramda. Sana dokunamayacak kadar ürkek kalmış olduğum bu mesafeden dön/erken sen önce ayaklarının gerçekliğine inandır beni, inanmak istesem de senin gidişin yalandır bende.''
Ben her zaman yaşamın seyircisi olmaya çalıştım, asla hayata karışmadım. Böylece, başıma gelen her şeye bir yabancı gibi tanık oluyorum - şu ihtiyat payıyla ki, etrafimdaki zavallı olaylar karşısında, pek hoş bir şehvet hissi duyuyorum (...) Bu olaylara neden olmuş hiçkimseye karşı hiç hınç beslemiyorum. Aslında, asla hınç beslemem ya da kin gütmem. Bu tür duygular hayatta bir kanaati, bir mesleği, hatta bir hedefi olan insanlara özgüdür. Bende bu tür şeyler hiç yok. Benim yaşama olan ilgim bir bilmece çözücünün ilgisidir. Prensiplerim de yok. Bugün bir şey savunurum, yarın başka bir şey; ne bugün savunduğuma ne de yarın savunacağıma daha fazla inanırım. Fikir ve duygularla oynamak bana her zaman olabilecek en güzel yazgı gibi geldi. Bunu mümkün olduğunca gerçekleştirmeye çalışıyorum. Ben kendimi asla gözden düşmüş hissetmedim. Bana bu zevki bahşettiğiniz için ne kadar teşekkür etsem azdır! Bana pek hoş -ve nasil da uzak!- bir şehvet katıyor bunlar... Anlaşılamadığımızı gayet iyi biliyorum...
Sayfa 177 - Kırmızı Kedi Yayınları, 2. BasımKitabı okudu
Reklam
Sanıyordum ki her şey daha güzel olacak. Ben kendimi bozuk para gibi harcamışım haberim yok... Öyle bakma. Bayağı... Harcamışlar beni. Sömürmüşler bütün duygularımı, hiç sevmemişler. Ulan sevgiyi bırak, onlar kaşıma gözüme bile bakmamış ki... Onlar maddiyata, şöhrete, bunlardan ne kadar faydalanabileceklerine bakmışlar. Yani senin anlayacağın arkadaş, ben onlara basamak olmuşum, onlar beni çiğneyip tırmanmışlar, bende olduğum yerde kalıp onların gidişini seyretmişim. Gitsinler... Ben gitmesinler, demiyorum. Tabii ki gidebilirler. Ama geri dönmesinler... Neden mi? Çünkü ben aptalım... İnanırım hemen...
"İnanırım ki seven insan uzun süre küsemez sevdiğine. Yüreği bende olanın yüzü de, bedeni de benden uzak duramaz."
Her genç kız gibi bende dünyada en büyük saadetin yalnız sevmek ve sevilmekte olduğuna inanırım. Bence hayatımda en büyük, en mukaddes şey ancak aşktır. Fakat deli gibi rastgele bir adamı sevip de iki gün sonra aldandığımı anlayıp yahut bıkıp, dönme dolap oynar gibi sefil ve murdar tecrübelerde sürünmek izzetinefsimin tahammül edemeyeceği bir alçalmadır. Evet, bende sevmek ve sevilmek isterim, fakat isterim ki seveceğim adam aşkıma ve bana layık olsun ve daha isterim ki o sevdiğim adama üzülmeden, pişman olmadan hayatımı ölünceye kadar geri almamak üzere vereyim.
Hassas, hayalperest, şiir seven her genç kız gibi bende; dünyadaki en büyük saadetin sevmek ve sevilmekte olduğuna inanırım.
113 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.