Ünlü bilginlerden birisi anlatıyor:
-Unutamadığım bir anım vardır! Uzun kış gecelerinden birinde çok sevdiğim sevgilim kapıdan içeri girdi. Elimde olmayarak yerimden öyle sıçradım ki, o sırada yelimin rüzgân mumu söndürdü. Güzelliğiyle karanlıkları aydınlatan sevgilim gece yarısı gelmişti işte... Bende böyle bir istek yoktu. Bu devlet kuşu nereden başıma konmuştu?
Sevgilim oturunca beni eleştirmeye başladı:
-Beni görünce mumu söndürdün. Sebebi nedir? Ben de şöyle dedim:
-Bunun iki sebebi vardır: Biri güneş doğdu sandım da onun için mumları söndürdüm. İkincisi de şu iki beyit hatırıma geldi:
Sakil bir kimse mumun önüne gelirse, kalk, cemaat ortasında onu öldür.
Eğer mumun önüne şeker gülüşlü, tatlı birisi gelirse yeninden tut ve bu sefer mumu öldür.