Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
AYNANIN ÖNÜNE BIRAKILMIŞ
"neden ağladığımı bilmiyorum, diyorsun. çünkü birşeyler değişiyor içinde kendini ikna etmiyor düştüğün boşluk bildiklerin başkalaşıyor gözlerinin önünde yabancılığı öğreniyorsun gece söndürür hayalet olmaya yetmeyenlerin ışığını güçlü olmaya benden daha çok ihtiyacın var çünk haksız olduğunu kalbinin bir yerinde biliyorsun gündüzün kepenklerinde duyduğun güven, çelimsiz gölgelerin fısıldadığı küçük sırlarla büyüyorsun zamanın ve aynanın önüne bırakılmış kısa bir mekup bu belki çok sonra anlayacaksın içindekileri ama şimdi okuyorsun"
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bazen insanın içinde biriktirdikleri olur. Geçmişten kurtulmak istedikleri. Kahramanımız önce babası tarafından terk ediliyor, sonra annesini kaybediyor ve kavuşamadığı bir aşka sahip oluyor. İşte tüm bu biriktirdiklerini anlatıp kurtulmak istiyor. İşte kitapta bize kahramanımız içindekilerini anlatıyor. Başkalarına anlatamadığı ve biriktirdiklerini bize anlatıyor. Herkesin kendinden birşeyler bulabileceği şeyler var bu kitapta. Nerdeyse bütün kitabı çizecektim o kadar benden duygular vardı ki. Tarık Tufan'ın okuduğum ikinci kitabı anlatımına da tarzınada hayranım ne yazsa okurum dediğim yazarlar arasında yerini aldı. ¤"Aslında olağandışılığın ne olduğunu anlamak için olağanın ne olduğunu bilmek gerekiyor galiba." ¤"İnsan yaşadıklarının bilinmesini ister.Yaşananların olağanüstü şeyler olması, senaryolaştıracak kadar ilgi çekici olmasıda gerekmez." ¤"İnsanlara bir şeyler anlatmaya çalışmak buharlı cama yazı yazmaya benziyor. Özenle anlatıyorsun,apaçık belli oluyor anlattıkların. Sonra silinip gidiyor." ¤"Susuyor olmam, acı çekmediğim anlamına gelmez..."
Ve Sen Kuş Olur Gidersin
Ve Sen Kuş Olur GidersinTarık Tufan · Profil Yayınları · 20189,1bin okunma
Reklam
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
Ahmed Arif, Sarılmak, Babam
Biraz önce
Kitapkurdu
Kitapkurdu
Hanım’ın,
Leylim Leylim
Leylim Leylim
yorumunu okuyunca aklıma Ahmed Arif’le ilgili güzel bir anım geldi. Sonra da uzun uzun düşündürdü. 90’lı yılların başında lise 2. Sınıftayken okulumuza bir edebiyat öğretmeni geldi. Hemen hemen yeni mezun sayılacak kadar genç ve
Bir zamanlar dünyaya gelmeye hazırlanan bir bebek varmış. Bir gün Tanrı’ya sormuş: -Tanrım beni yarın dünyaya göndereceğini söylediler fakat ben o kadar küçük ve güçsüzüm ki orada nasıl yaşayacağım? -Tüm meleklerin arasından senin için bir tanesini seçtim. O seni bekliyor olacak ve seni koruyacak. Meleğin sana hergün şarkı söyleyecek ve
Fakat bir kez daha hissediyorum ki, bir ara vermeliyim, çünkü tek bir sözcüğün bile ne kadar çok anlama gelebileceğini, nasıl zıt yönlere çekilebileceğini fark edince korkuyorum. Şimdi, ilk kez bütünlük içinde birşeyler anlatmaya kalktığımda, hareket halindeki yaşayan bir şeyi derli toplu bir halde saptamanın ne kadar zor olduğunu ancak fark ediyorum. Az önce ben, 7 Haziran 1913 günü öğle saatlerinde bir fayton kiraladığımı yazdım. Fakat bunda bile şimdiden bir belirsizlik var, çünkü üzerinden henüz dört ay geçmiş olmasına rağmen ben epeydir o 7 Haziran günündeki ben değilim artık, oysa hâlâ o zamanki "bana" ait olan yazı masasının başında oturuyorum, o benin kalemiyle ve onun eliyle yazıyorum. O zamanki "ben"den, tam da bu olay nedeniyle tamamen koptum; artık ona dışarıdan, soğuk ve yabancı bir tavırla bakıyorum ve onu, hakkında pek çok esaslı şey bildiğim, ama yine de benim dışımda kalan bir oyun arkadaşı bir iş arkadaşı, bir dost olarak tasvir edebilirim. Bir zamanlardaki "ben" olduğunu hiçbir şekilde hissetmeden onun hakkında konuşabilirim, onu eleştirebilirim veya yargılayabilirim.
Sayfa 4
767 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.