«Ule şu yırtık anterisinden eti, yamalı donundan götü görükenlere bak! Kulluğun sefilliğinden arlanıp yakılacaklarına, ağalık seyitlik şanıma benden ileri arka çıkarlar! İş tutmayayım, deyi eteğime sarılırlar! Ule marabalığa kulluğa bunca bağlılık neye? Ule Paşa size toprak, kom tapılamamış mı? Siz de haymenizin ağası olmamış mısınız?>> Haso Dayı elini uğuşturup cevaba durdu: «Haşa kurban!» dedi, «Ağa olmak bizim ne haddimize? Biz kul yaradılmışık. Ağaya hizmet borcumuzdur. On kom bağışlasalar nasibimiz denişmez, şıhın ağanın kapısından ayrılmazık!>> Bunun üzerine Memo, sandığa asılı sazını kavradı, karşılarına geçip telini tımbırdattı, ardından davudi sesi dağı taşı oynattı: Ali'yi, Oniki İmam'ı Sayan gelsin işte meydan! Dört kapıyı, kırk makamı Bilen gelsin işte meydan! Tövbe deyip mar'balığa Sahip çıkıp bu toprağa Kendini şıh, seyit, ağa Gören gelsin işte meydan!
Sayfa 499 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Resul aleyhisselâmın son günlerinde idi. Hazreti Bilal'e, bütün eshabın ve ensarın Mescidi nebeviyede toplanmalarını emr eylediler. Hazreti Bilal radiyallahu anh, nâsı Mescide topladı. Resûlü Ekrem efendimiz, bir kolu imamı Ali'nin boynun da, diğer kolu ise Fazl'ın boynunda olarak ve ayakları yerde sürüklenir vaziyette Mescide gelip
Sayfa 79 - 2.CiltKitabı okudu
Reklam
I Evlerin saat beş olma hali Ben yorgunum anlamaktan Bir duvar, bir tebeşir gibi yazmaktan yazılmaktan. Ve akşam Alanların caddelerin bana biraz fazla geldiği
Kitabın tamamı
TARHUN Bir tüccarın kızı olan Tarhun, ablalarına hiç benzemiyordu. Fereng, Sultan, Mahsan, Begüm, Moluk ve Anka’nın, yani tüccarın öbür altı kızının her birinin ayrı bir şımarıklığı, çeşit çeşit istekleri vardı. Bazen, onların gürültülerini, oyunlarını duyan mahallenin erkek çocukları sokağa fırlarlardı. Tüccarın kızlarının neşeli
Shakespeare, Moliere
_İnsan nasıl canını kurtarmak için kaçarsa bir ayıdan, ben de öyle kaçıyorum karım olduğunu iddia eden o karıdan. Ben artık kendimin değilim. Ben bir eşeğim. Bir kadının kocasıyım. Üstümde hak iddia eden kadına aitim. Siz nasıl atınız üstünde hak iddia ediyorsanız o da benim üstümde öyle. Bir hayvana sahip çıkar gibi istiyor beni. Hani beni bir
Dünyanın Nefreti
“Dünya sizden nefret ederse, sizden önce benden nefret etmiş olduğunu bilin. Dünyadan olsaydınız, dünya kendisine ait olanı severdi. Ne var ki, dünyanın değilsiniz; ben sizi dünyadan seçtim. Bunun için dünya sizden nefret ediyor. Size söylediğim sözü hatırlayın: ‘Köle efendisinden üstün değildir.’ Bana zulmettilerse, size de zulmedecekler. Benim sözüme uydularsa, sizinkine de uyacaklar. Bütün bunları size benim adımdan ötürü yapacaklar. Çünkü beni göndereni tanımıyorlar. Eğer gelmemiş ve onlara söylememiş olsaydım, günahları olmazdı; ama şimdi günahları için özürleri yoktur. Benden nefret eden, Babam'dan da nefret eder. Başka hiç kimsenin yapmadığı işleri onların arasında yapmamış olsaydım, günahları olmazdı. Şimdiyse yaptıklarımı gördükleri halde hem benden hem de Babam'dan nefret ettiler. Bu, yasalarında yazılı, ‘Yok yere benden nefret ettiler’ sözü yerine gelsin diye oldu. “Baba'dan size göndereceğim Yardımcı, yani Baba'dan çıkan Gerçeğin Ruhu geldiği zaman, bana tanıklık edecek. Siz de tanıklık edeceksiniz. Çünkü başlangıçtan beri benimle birliktesiniz. (Yuhanna 15:18-27)
Sayfa 1147 - Yeni Yaşam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
66 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.