Herkese merhaba
Daha önce iki kez okunmayı deneyip yarım bırakmıştım bu kitabı. Hayatıma girme zamanını doğru ayarlayamamışım galiba:)
Kitapların da insanlar gibi olduğunu düşünmüşümdür hep. Doğru zamanda doğru şekilde hayatımıza girmeliler...
Ama kitabı okuduğum süre içerisinde defalarca yarım bırakma isteği kapladı içimi. Yine mi doğru zaman
Mevzu, Dostoyevski ve onun eserleri olunca Stefan Zweig in düştüğü müşkülatı çok daha iyi anlıyorum. Budala gibi bir esere inceleme yazmak ha. Hadi bakalım kolay gelsin, bana ve size.
1- Dostoyevskiyi tanımadan yapılacak her inceleme , muallakta kalmaya mahkumdur. İddialı mı oldu. Oldu. Ama doğrusu da bu.
2- Emile Michel Cieron , Burukluk adlı
SONUNA KADAR OKUYUN!
İbn-i Abbas (r.a.) Hazretleri'nden naklen Muaz b. Cebel rivayet ediyor:
- Bir gün Resulullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmıştık... Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık. Bu arada, dışarıdan bir ses geldi;
- Ev sahibi... İçerdekiler.. Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir
--------------------------------------------------
Mayıs ayı hikaye etkinliği sona ermiştir. Katılan herkese çok teşekkür ediyorum. Etkinlik hatıra kitabını aşağıdaki linkten indirebilirsiniz. Haziran'da görüşmek üzere.
yadi.sk/d/xiW6R9jv3WZL7C
--------------------------------------------------
Etkinliğin son gününü bugün olarak
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
Mayıs Ayı Hikaye Etkinliği
(Kaç nolu resim olduğunu ön yargıya kapılmadan okumanız için en sona bıraktım.)
(Mümkünse şu müzik eşliğinde okuyun.
youtu.be/A3CK21RhynY )
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
Bu satırlar, bir daha üzerinde sapsarı başakları özgürce salınan bir bereket ülkesinin doygun son neslinin yurttaşları olarak okuyacağınız son satırlardan biri olabilir. Beni en çok korkutan ve geleceğe dair endişelendiren bir meselede düşüncelerimi yazıya döktüğüm bu yazılara sebep olan şirketin adını kapattım ki bir hukuki sorun doğmasın. Çünkü
" Zulumdur dinlenen başlarsa eğilmiş
Gömleğin üstüne kadar çıkmış kalbteki kara leke"
1977' den günümüze nasılda güzel seslenmiş şairimiz. Şu günlerde başlarımız eğilmiş, FİLİSTİN ZULMÜNÜ dinlemiyor, seyirci kalmıyor muyuz? DUR! deyişimize engel olan ne? Yoksa kalpteki gömlek üzerine çıkmış kara lekeler mi?
" Dikilsen
Murat Ç abinin doğum günü. Milli bayram ve özel günlerde yaptığı Atatürk incelemelerine binaen bizler de ona bir marş armağan edebiliriz bence doğum gününde. Doğum gününüz kutlu olsun Murat abicim :)) İzmir marşı benden size gelsin
youtu.be/7jxuiDKBxg4
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun."
Birhan Keskin, fakir kene
"Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
E-book olarak okumak İsterseniz.
drive.google.com/file/d/1upa9t7o...
Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
"Dunya' nin yuvarlak olduguna inaniyorum." Bu cumleyi o devirde soyleyebilecek 2 ya da 3 kisi var. Sokrates bunu soylediginde ne kimse sasiriyor ne de yadirgiyor. Gerci yadirgamak isteyene de kolay gelsin. Sokrates gibi bir filozof eger gercekten istese o mahkeme salonunundaki buyuk cogunlugun dusuncesini degistirecek hem de kolayca degistirecek seviyede retorik sanatina sahip.(Zaten neden yapmadigina dair degisik tezler var) Yani daha onceleri Antiphone' la olan bi atismasini okumustum ki verebilecegim pek cok ornekten sadece birisidir. Girizgah biraz karisik oldu kusura bakmayin.
Kitap benden 10 puan alan nadir eserlerden. Tekrar tekrar okunasi bir eser. 4 bolumunun de etkisi degisik ve derin. Ayrica, donemin gunluk yasantisi, sosyal sistemi ile de onemli bilgiler veriyor. 3. bolumde her ne kadar beni de neden gitmemesi gerektigine ikna etse de Sokrates, 4. bolumde yuregimi desti durdu. (Ben de olumu boyle karsilamayi ne kadar cok iesterim) Okumanizi siddetle tavsiye ederim. Incelememi daha fazla uzatip daha fazla karistirmadan Sokrates'in sozleriyle sonlandiriyorum. Kalin saglicakla.
"Size gelince, beni dinleyecek olursaniz Sokrates'e degil gerceklere onem verin. Butun savlarinizi kullanarak bana karsi cikin ve coskuya kapilip, hem sizi hem de kendimi aldatarak, giderayak ignesini iceride birakan arilara benzememi engelleyin."