420 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
13. yüzyıl ortaları, bir sokak. Komşu sokak ise 21. yüzyıl. Evlerde birer pencere... Pencerelerden, zamanı ve mekanı belirtilmiş anda Romanın kahramanı yada olayların şahidi olmuş şahsiyetleri adeta aynı usul ve üslupla bir nevi günlük tutmuşlar da günlük den okuyaraktan kendilerini ve verilen tarih de olayları kendi dillerinden o,
Aşk
AşkElif Şafak · Doğan Kitap · 200967,1bin okunma
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Reklam
416 syf.
10/10 puan verdi
“Bizleri aldatmak için Tanrı’dan bile faydalanıyorlar” “SPOT: Maksim Gorki “Ana” kitabında, bir annenin yüreğinden kopup gelen sese yer verirken, bu annenin oğluna, inancına ve sonradan benimseyip sahipleneceği davasına karşı yüklendiği sorumluluğu da bu sorumluluğun ciddiyetini de büyük bir ustalıkla satır satır işlemiştir.” Maksim Gorki’nin
Ana
AnaMaksim Gorki · Evrensel Basım Yayın · 201628,4bin okunma
Bazen diyorum ki eğer beni tanıyorlarsa şu an üzgün olduğumu ben söylemeden anlamaları gerekir.Anlamıyorsunuz deyince anlatmıyorsun ki bilelim diyorlar, anlatsan boşver deyip kendi dertlerini anlatıyorlar.Üzgün olduğunu belli etsen de ilgi görmek içinmiş gibi oluyor.Desenize yine çıktı mı kapılar yalnızlığa.
Analarını babalarını kaybetmiş çocukların yıkıntılar içinde başıboş dolaştıklarını anlatıyorlar. Tehlike işareti olan o sevimsiz uğultu aklıma gelince bir titremedir alıyor beni.
Sayfa 94 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
“Artık yaşamak istemiyorum Olric. Onların istediği gibi yaşamak istemiyorum. Başım dönüyor Olric. Sabahtan beri hiçbir şey yemediniz efendimiz. Şimdi de içiyorsunuz. Onlar da içiyorlar Olric. Karşılarında oturan kızlara bir şeyler anlatıyorlar. Ben anlatmak, filan falan demek istemiyorum. Sonum geldi Olric. Kendime yeni bir önsöz yazmak istiyorum. Yeni bir dil yaratmak istiyorum. Beni kendime anlatacak bir dil. Çok denediler, efendimiz. Allah’tan, ne denediklerini bilmiyorum, Olric. Hiçbir geleneğin mirasçısı değilim. Olmaz, diyorlar. İsyan ediyorum. Az gelişmiş bir ülkenin fakir bir kültür mirası olurmuş. Bu mirası reddediyorum Olric. Ben Karagöz falan değilim. Herkes birikmiş bizi seyrediyor. Dağılın! Kukla oynatmıyoruz burada. Acı çekiyoruz.”
Sayfa 541 - İletişim Yayınları
Reklam
"Analarını babalarını kaybetmiş çocukların yıkıntılar içinde başıboş dolaştıklarını anlatıyorlar. Tehlike işareti olan o sevimsiz uğultu aklıma gelince bir titremedir alıyor beni."
Sayfa 94 - Türkiye İş BankasıKitabı okudu
432 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bilindiği üzere Atatürk’ün hayatındaki üç kadın onu derin hislerle sevdi. Biri annesi Zübeyde Hanım, diğerleri ise Fikriye ve Latife Hanım’dı. Annesi her daim onun hasretini çekerken, diğer iki kadın çeşitli nedenlerden dolayı onun hayatından çıkmak zorunda kaldı. Hepsinin rekabet ettiği ortak kavram ise onun bitmek bilmeyen vatan sevgisiydi. • Üç kadını sevdi, üçü de onu deliler gibi sevdi.. Olmadı, hepsi Mustafa Kemal’i hasretle bekledi, ne onunla ne de onsuz olabildiler. Yıllar sonra paşanın; “sevdiklerime, beni sevenlere yar olamadım, hatalı bir yüzyılda doğmuştuk” dediğini anlatıyorlar. (Kitaptan alıntı) • Mustafa Kemal’e yakın olanlar onun annesinin mezarı başında şöyle mırıldandığını anlatıyorlar: “Sana Selanik’i getiremedim ama İzmir şu anda Selanik oldu.” (Kitaptan alıntı) Kitabın yazarının da söylediği gibi Atatürk’ü anlatabilmek için çok araştırmak ve okumak lazım. Hele bir de yanına Zübeyde hanım eklenirse iş oldukça zor. Ama Tuna Serin, özverili ve titiz çalışmasıyla bu zorluğun üstesinden gelmiş. Roman dediğine bakmayın, okurken benim bugüne kadar rastlamadığım bilgilere de sahip olabiliyorsunuz. Atatürk hakkında saygısızlık yapılmasını hiç istemediğimiz ve anlaşılan o ki tartışmaların da bitmeyeceği şu günlerde sığınılabilecek bir kitap olarak addedebiliriz eseri. Kitap derin ayrıntılara girmediği, tarihlerle, şahıslarla boğuşmadığı için okuyanı sıkmıyor. Bu nedenle özellikle gençlere, roman tadında bir Atatürk’ü mutlaka okutmamız gerektiğine inanıyorum. Lütfen çocuklarınıza okutun, roman olduğu için sürükleyici ve akılda kalıcı.. Tavsiye ederim.
Zübeyde Hanım ve Oğlu
Zübeyde Hanım ve OğluTuna Serim · Destek Yayınları · 201747 okunma
Evet, defterlerimin her sayfasına onun adını, adresini yazıyordum durmadan, ama ona beni düşündürmeyen, görünürde etrafımı onunla dolduran fakat onu hayatıma sokamayan bu anlamsız satırlara baktıkça, cesaretim kırılıyordu, çünkü onlar bana, kendilerinden haberi bile olmayan Gilberte'i değil, kendi arzumu anlatıyorlar, bu arzunun tamamen kişisel, gerçek dışı, can sıkıcı ve iktidarsız bir şey olduğunu söylüyorlardı.
Sayfa 514 - Yapı Kredi Yayınları
444 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.