Şiir oldum. Oku beni...
Çocukluğumdan söz etmek isterim sana, eğer sıkılmazsan. Bir gün otururuz evde, ben sana hayatımı anlatırım dakika dakika. Kaç yaşımdaysam, o kadar yıl sürer konuşmam. Çay pişiririz. Çaydanlığa su yerine votka koyarız sen dilersen. Sonra da sen anlatırsın: Sevdiğin filmleri, sevdiğin parçaları, sevdiğin canlıları, sevdiğin... hep sevdiğin şeylerden konu açarsın. Ben sıkılmam. Ben seninle sıkılmamayı seni ararken öğrendim. Seni hayal ederken keşfettim sıkılmamanın azametini. Bir insan, bir insanı sıkamaz. Bir insan canı isterse sıkılır. Hacimler açarım sana içimde, dolman için, oraya akman için. Hacimler açarsın bana; çağlayarak gelirim. Endişelenmen gereksiz, Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.
Küçük İskender
Küçük İskender
" Gece, gül bahçesinde, ararken seni, Gülden gelen kokun sarhoş etti beni; Seni anlatmaya başlayınca güle Baktım kuşlar da dinliyor hikâyemi."
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
Reklam
Bir karalama
Ben yüzümdeki tebessümü senden borç almışım Bir gülüşünde belki bahara erecek Belki bir bakışınla belki solup düşecek Yapraklar vardır rüzgara ait ağaca emanet Her ayrılış bir kopuş ve her gidiş bir ihanet Seni sevmek belki senden bir borç Bedeli bir ömürle ödenecek Bir denklem gibiyim seni sevmek probleminde Sonum sıfırlanmış başında sonsuz sayılar Sonsuz olasılıklar denizinde kalmışım sonuçsuz Oysa ne kadar basitmiş sevmek Ve zor olan senden vazgeçebilmek Gel azat et beni ;mülkünde kalmak zor Özgürlüğümü ararken gözlerinde Tutsağın olmak özleminle
Hosgeldin yeni yaşım
Beni dunyaya getirdikleri icin once anne ve babama burdan dualarimi gonderiyorum.Ben evlat olrak sizden raziyim insAllah sizlerde benden razi olursun diger tarafta. Mekaniniz cennet ola ..🤲 🎂Bugün benin doğum günüm, geçmişte bıraktığım kocaman kocaman yıllarım var. Mutlu, umutlu, coşkulu, ışıklı yıllar.. Hayal kırıklıkları, hayaller, özlemler,
Bugüne not
Bisiklet sürmeyi gerçekten özlemişim.🥹 Bu senenin ilk bisikletini bugün yapmış oldum. Bisiklet sürerken şunu farkettim: Geçen sene sürekli aynı yollarda bisiklet sürmek beni bunaltıyordu. Hem gereksiz bir çekinme hem de bir şükürsüzlük söz konusuydu. Bu sabah geçtiğim yolları farkındalıkla ve şükürle geçtiğimi farkettim ve bunu da geçen seneden farklı olarak içimde oluşan huzurun sebebini ararken buldum. Yani evimin çok yakınında böyle güzel alanlar var ve ben özgürce bisiklet sürebiliyorum. Aynı yollardan geçiyor olmam, bazen yolun kötüleşiyor olması vs. önemli değildi aslında. Önemli olan huzurla, mutlulukla, sağlam ve güvenli bir şekilde o yollarda bisiklet sürebiliyor olmamdı. Bugünün büyük şükür sebebine elhamdulillah… Bunun bu sene farkındalığını yaşamamdaki sebepte tabiki okuduğum kitaplar oldu. Kitaplar iyiki varsınız..
Günler, aylar, yıllar boyunca hayatın karmaşıklığında kaybolup gittikçe, bu yorgunluk içimde derinleşti, Albayım. Artık gözlerimden akan yaşlar kurudu, duvarlarımı saran hüznü daha fazla taşıyamayacak gibiyim. Her sabah uyandığımda, sadece bir sonraki günün getireceği ağırlığı düşünmek beni huzursuz ediyor. Belki de Oğuz Atay'ın kahramanları gibi, bu dünyanın anlamını ararken kaybolmuşum. Kimi zaman "Tutunamayanlar"ın başkahramanı, kimi zaman da "Tehlikeli Oyunlar"ın içinde sıkışıp kalmış hissediyorum kendimi. Artık bu yorgunluk beni sarmaladı, hayata dair umutsuzluklar ve anlamsızlıklar içimi kemiriyor. Ve belki de en zor an, artık ölmeye bile takatim kalmayacak gibi hissettiğim andır.
Reklam
Aklıma Geldin Yine
Koskoca uçsuz, bucaksız bu denizde Kendimi ararken seni buldum Unuttuğumu zannediyordum Meğerse yanılmışım, unuttuğumu sanmışım Hayaline daldığım o kör noktada Daha da büyük bir aşkla sana bağlanmışım Ey deniz dile gel de söyle Nefes alamadığım çırpındıkça battığım deniz Yani sen; Gözlerin de boğuluyorum, Nefesinde kesiliyorum, Sen bana
Benzimden soluk kelimelerim Hükmünde eriyeceği cümleleri ararken Anlık yaşamın mağlup bedenleri Hortumlarıyla yıktıkları yaşamın Son bulmasını arzuluyordu Bir son mühim değildi İyi bir son arzu edilendi
Kendiliğinden sönmüş bir sigaranın yanında buldular beni, Seni huzuru arayan yağmalanmış bir hayatı ararken sevdim, Öptüğü her şeye az önce kırılmış bir çocuk gibi.
Kaç yıl önceydi hatırlamıyorum. Kaç sorusu anlamsız kalıyor şu anda. Sayısal olarak bir geri dönüş değil çünkü anlatmak istediğim. Ne yılın önemi var, ne aradan geçen zamanın ne de kaç sorusunun. Marmara İlahiyata teravihe gidiyordum yine. Bir bahar yağmuru vardı, ıhlamur ağaçlarının altından geçiyordum. Dalların altında gizlenen baygın ıhlamur
1.373 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.