Japon takımımdan bir fincan kırıldığında, bunun sadece hizmetçinin sakarlığıyla açıklanamayacağını, olayın belki de bu sıradan porselenin kıvrımlarında yaşayan kahramanların ateşli arzularından kaynaklandığını düşünürüm, bu karanlık intihar kararı beni şaşırtmaz :fincanda yaşayanlar, hizmetçiyi tabanca niyetine kullanmışlardır. Bunu anladığınız anda modern bilimi aşmışsınız demektir, bunun ne kadar yerinde bir davranış olduğunu da ben bilirim!
Sayfa 494
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Japon takımımdan bir fincan kırıldığında, bunun sa­dece hizmetçinin sakarlığıyla açıklanamayacağını, olayın belki de bu sıradan porselenin kıvrımlarında yaşayan kahramanların ateşli arzularından kaynaklandığını düşü­nürüm; bu karanlık intihar karan beni şaşırtmaz: Fincan­da yaşayanlar, hizmetçiyi tabanca niyetine kullanmışlar­dır. Bunu anladığınız anda modern bilimi aşmışsınız de­mektir."
Sayfa 494
SÜRVEYAN HEKİM “Doktordan satılık araba” diye ilan verirler, çok doğru aslında. Ne o arabayı kullanacak vakit bulursunuz, ne de düzenli bir hayatınız olur. Hele bir de cerrahsanız, o uyku denen tatlı şeyle bir türlü buluşamazsınız. Ben de Güneydoğu’da görev yaparken hem uykudan, hem de arabamdan mahrum kaldım. Zaten kullanmaya vakit
http://www.hakanevrensel.com/guneydogudan-oykuler-3/Kitabı okudu
Yıkılıyor!
Din­le be­ni. De­min bir cüm­len ho­şu­ma git­ti. Bel­ki far­kın­da ol­ma­dan bü­tün bir dev­ri o cüm­le ile izah et­miş olu­yor­sun: “Yı­kı­lı­yor, her şey yı­kı­lı­yor!” Din­le. Ha­ya­tım­da ben bu­nu çok his­set­tim. He­men bü­tün ki­tap­la­rım yal­nız bu cüm­le­yi izah et­mek için­dir. “Te­red­düt!” di­ye ba­ğı­rı­yor­sun. Din­le ve sükûnet­le
Edebî metinlerde beni en çok etkileyen kahramanlardan biri, Victor Hugo'nun Notre Dame'ın Kamburu'ndaki, Quasimodo karakteridir. Quasimodo'nun çirkinliğinin betimlenmesi, okur için çarpıcı bir görsellik oluşturur ama bizi derinden etkileyen olgu onun çarpık yüzü, uyumsuz bedeni değildir. Bedensel özürleri nedeniyle toplumun en alt sıralarında yaşamaya itilen Quasimodo'nun, toplumun üst sıralarında yer alan, iyi eğitim almış, hatta ruh "asilliğine" ulaşarak dini görevlerde bulunan kişilerin yaptıkları kötülük karşısında, kendi yaşamını tehlikeye atarak, günahsız Çingene kızı Esmeralda'nın yaşamını kurtarmasıdır. Quasimodo, Esmeralda'yı kurtardığı anda, onun fiziksel çirkinliği çok gerilerde kalır. Fiziksel görünümündeki çarpıklık nedeniyle kendimizden uzak tutmaya çalıştığımız bu kamburun kişiliğinde insan ruhunun yüce bir yönüyle karşılaşır ve altüst oluruz. O anda, insan ruhunu elle tutacak, gözle görecek kadar somut hissederiz.
Sayfa 5
Reklam
(...) onu yıldızlara bakarak değerlendirdiğimi aslında hiç değerlendiremeyeceğimi bütün değer yargılarımızın farklı olduğunu haykırırdı sonra beni şaşırtmak için ne kadar değişik yönleri olduğunu göstermek için gülerdi bin kılığa girebileceğini bin çeşit yaşantıya kapılabileceğini zaten insanları şaşırtmaktan hoşlandığını fakat şaşırtmak yerine
Sayfa 464 - 510Kitabı okudu
Zaten ne varsa sen Züleyha
Hiç olmadığı kadar karanlık ve hiç olmadığı kadar yağmurlu bir gecede Yûsuf’u hatırlayan Züleyha, çöle ve ırmağa baktı. Buhur yakma saati çoktan geçmişti tapınakların.Züleyha geçmiş zamanlara ve gelecek zamanlara baktı. Dudağının ucunda kendi hikayesine tanıdık acı bir gülümseme vardı. Duy, dedi Züleyha, duy beni ey gelecek zaman, duy beni
Hiç olmadığı kadar karanlık ve hiç olmadığı kadar yağmurlu bir gecede Yûsuf’u hatırlayan Züleyha, çöle ve ırmağa baktı. Buhur yakma saati çoktan geçmişti tapınakların.Züleyha geçmiş zamanlara ve gelecek zamanlara baktı. Dudağının ucunda kendi hikayesine tanıdık acı bir gülümseme vardı. Duy, dedi Züleyha, duy beni ey gelecek zaman, duy beni
Japon takımımdan bir fincan kırıldığında, bunun sadece hizmetçinin sakarlığıyla açıklanamayacağını, olayın belki de bu sıradan porselenin kıvrımlarında yaşayan kahramanların ateşli arzularından kaynaklandığını düşünürüm; bu karanlık intihar kararı beni şaşırtmaz: Fincanda yaşayanlar, hizmetçiyi tabanca niyetine kullanmışlardır. Bunu anladığınız anda modern bilimi aşmışsınız demektir, bunun ne kadar yerinde bir davranış olduğunu da ben bilirim!
Sayfa 494 - Olaysız Bir Özyaşam Öyküsü, 416 Başlangıç metniKitabı okudu
90 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.