Ertesi gün genç aşıklar Prens'in babasının sarayını gördüler. Bunun üzerine kız "Şimdi, babam boğulduğu için artık bizi rahatsız edemez, ancak babanın sarayına girmeden önce onlara gidip benden hoşlandığını söylemelisin; fakat sakın hiçbir insanın ya da hiçbir canlının seni öpmesine izin verme, aksi takdirde beni gördüğünü bile unutursun," dedi.
"Bugünün dünyada yaşayacağınız son gün olduğunu bilseniz ne yapardınız?"
"Âșığın ölümünden sual olunmaz. Öldüyse, aşk için, aşk acısıyla, aşktan ölmüştür."
"Oysa gerçek kötüler hiçbir suç izi bırakmadan başka muhitlerde geziyorlardı. Beyaz yakalarıyla rahat rahat ortalıkta dolanıyorlardı ve nedense hiç kimse onları dert etmiyordu..."
"Çok ağlıyor, çünkü çok istiyor. İsteyenler ağlarlar. Gönlünden geçirenler, hayalini kuranlar, uykusu kaçanlar, aşkından yananlar, derdinden kıvrananlar, yarasından nefesi kesilenler ağlar. Bunca hale düşüp de güç yetiremeyenler ağlarlar."
Ağlayan bir kadının omzuna dokunmak demek, "bak ben senin yanındayım, ağladığın hiçbir şey için değmez, burada senin yanında, yarana baktıkça içi sızlayan biri var" demektir.
"Maharet sihirbazlıkta değil, birine hiç karşılık beklemeden kalbini verebilmektir. En büyük, en görkemli sihir, birini sevebilmektir."
Kalp ağrısı, kimi bulacağını en iyi kendisi bilir.
Savaşlar, gençlerin kanatlarının kırılmasıyla başlar.
Hayatım, aramak, bazen ne aradığını bile bilmemek ama sonuçta hiçbir şey bulamamaktan ibaretti.
Sayfa 24Kitabı okudu
Kendimi bilmeye başladığım yaşlarda, içinde yaşamak zorunda kaldığım hayatın bende baş edilmesi güç bir nefes darlığı ve kop koyu bir iç sıkıntısı yarattığını derin bir acıyla fark ettim.
Sayfa 9Kitabı okudu
"Kuyular var, derin ve fakat ben Yusuf değilim. Yusuf olmayınca her kuyu derin insan için."
"Bizim orada böyle söylüyorlar. Yarım adam, yarım insan. Her şeyleri yarım aslında. Eksik kalmış ve bir türlü tamamlanamamıșlar. Sadece ev eşyaları, yemeklik malzemeleri eksik olsa neyse ama bedenleri, ruhları, gelecekleri, hayaller, sözleri, hevesleri de yarım. Yarım yamalak bir hikâyeyi taşıyorlar omuzlarında."
"Aklımdan çıkmıyorsun dedim başka türlüsünü yorgunum anlatmaya."