Rahel Tanrı’yla Hesaplaşıyor! –Üç Menkıbeden Birincisi-
Tanrım... Sana Tanrı demek suç mu? Yoksa ölümcül bir günah mı? Sana kendi dilimde seslenmek, beni günahkar mı yapıyor? Bunu kabul edemiyorum sevgili Tanrım! İşlediğim günahların ağırlığı, cücelerin omuzlarında duran devler gibi ağırlık yapıyor. Hangi insan vardır ki
Ben, Yani Yakup, Her Türlü Çağrılmanın Olağan Şekli
Yakup'u çağırmayan toparlak dünya beni mi çağıracaktı, elbet çağırmayacaktı.
Zaten çağırmadı.
Ben de zaten ona meyletmedim, beni çağırsın diye hiç kapısında durmadım.
Kapısında durmamakla kalmayıp, bacasından da sarkmadım, ona bakıp eğilip bükülüp de kırılmadım.
Yakup'u çağırmayan toparlak dünya beni çağırmadı da , ben de az değildim, dönüp ona bakmadım.Bizi böyle küs sandılar.
Görüleni bir şey sananlar yanlış anladılar.
Ben onu tırnak ucu kadar sevmedim ki neyine küseyim.
Küsmediğim dünyanın nasıl bulayım da en ücrasına gideyim?
KİM TERS YÖNDE, MEALCİLER Mİ, ULEMA MI?.. İhsan Şenocak'ın Kaleminden...
- İslam nazarında hocanın hatırı büyüktür. Bu yüzden “Âdab-ı İslamiyye” kitaplarında hoca-öğrenci münasebetinin nasıl olması gerektiği ile alakalı pek çok tespit ve rivayet vardır. Talebenin Mişkâtu’n-Nübüvve ile irtibatı hoca vasıtasıyla olur. Hoca, varlık sebebidir. Bu yüzden Nevevî ulemayı ebeveyn makamında kabul eder (Nevevî, Tehzîbu’l-Esma,