İşte böyle kuzum, anlayacağın şu ömrümde pek çok şeye göğüs gerdim. Hani diyor ya Ahmet Arif; aç kaldım, susuz kaldım. Parasız kaldım. Annem, babam, seninle de tanıştırdığım küçük kız kardeşim, üniversite arkadaşlarım, bir masada gülüp eğlendiklerim; benim de figüranlığını yaptığım, kimi zaman ana karakterlerinden olduğum onlarca güzel insanın
Gözlerimi kapatıp düşündüğümde, özgürlüğün kanatları altında uçuşan kuşlar gibi hissediyordum. Ruhumun en derinliklerinde bir huzur bulmaya çalışırken, yağmur damlalarının saçımı ıslatarak güneşi selamladığı anlarda bir özgürlük parçası arıyordum.
Kader denen bu gizemli yolculuk, hayatımızı adım adım belirlerken, yarının bize neler getireceğini bile önceden bilir gibi gözüküyordu. Amel defterinde yazılanlar, kaderin belirlediği yollarda bizleri ilerletiyordu. Her zorluğa rağmen, yaşama umuduyla doluydum. Ruhumun derinliklerine kadar hissettiğim duygularla, yalnızlığıma ve çaresizliğime rağmen, içimde bir umut ışığı parlıyordu.
Ölümün ne kadar saçma bir şey olduğunu düşünüyordum. Öldükten sonra neler olacağını sorgulamak yerine, yaşamın anlamını keşfetmeye odaklanmalıydık. Varlık denen kavramın, ötesinde bir anlam taşıdığını düşünürken, insanın değeri ve haysiyeti üzerine kafa yormaktan kendimi alamıyordum.
Hayatın ortasından bile bir papatyanın güzelliğini seyre dalıp duygulanmak, benim için her şeyin ötesinde bir anlam taşıyordu. Papatyalar gibi, kendimizi kabul etmekte zorlansak da, hayatta var olduğumuzu hissetmek ve bunu ifade etmek önemliydi.
Bir insanın kişiliğini kelimeler arasında bulabileceğimizi düşünüyordum. Kitapların sayfaları arasında saklı olan ruhlar, bizlere insanın derinliklerini keşfetme fırsatı sunuyordu. Bu kelime deryasında kaybolup, kendimize ait bir parçayı bulmak, hayatımızı anlamlı kılıyordu.
"her şeyi tamir edemezsiniz. yanına bile yaklaşamazsınız. ama minnettar olmak için sebepler bulabilirsiniz. daha da fazlası: o sebepleri bulmak için çalışabilirsiniz."
benim kitap analizlerimin sadece birkaç tanesini bile okusanız ne kadar karamsar olduğumu görmüş olursunuz. ama sanırım bu inceleme tam zıttı olacak. BU BİR
Selamünaleyküm değerli dostlar!
Yine en sevdiğim yazarın aşk dolu, ufuk açıcı bir kitabıyla karşınızdayım. Baharın gelişini müjdeleyen cemrelerde düşmüşken havaya, suya, toprağa bende gönlüme düşüreyim sevgili yazarcığımın umut dolu sözlerini dedim.
Ahmed Günbay Yıldız kitabını elime aldığımda hiç bırakasım gelmiyor. Adeta zaman dursun istiyorum onun kalemini okurken. Edebiyata ilk onunla adım atmış biri olarak, her kitabında insana nasihat veren üslubuna hayranım. Kitap okuma alışkanlığımı sağlayan çok değerli bir insandır benim için:)
Türk Edebiyatının en üretken yazarlarından olan Ahmet Günbay'ın
Cemre Önce Kalbe Düşer kitabında; her türlü öğüt, nasihat, bilgiye yer verilmiş. Tıpkı sonbahar'da yapraklarını döken ağaçların, baharın müjdesi olan cemre'nin her düştüğü yerde can bulan bitkilerin, ağaçların, doğanın yeniden dirilişi gibi sizinde aşka dair sönen umutlarınızı tazeleyecek, şiirleri ve sözleriyle herkesi yeniden hayata bağlayacak bir eser diyebilirim. Her kitabının altını çizdiğim yerleri hayatıma katmaya çalışıyorum, bir nebzede olsa onun sözleriyle günümü şekillendiriyorum. Hamdolsun beni onula buruşturup, vakit ayırıp okutabilene...
Gelin sizlerde cemreyi gönüllerinize düşürerek karşılayın baharı. İçinde bulunduğumuz zamanı en güzel şekilde değerlendirmeyi gayret edinelim böylesi öğüt veren kitaplarla:) Herkese tavsiye ederim. Okudukça tıpkı bahar gelince yapraklarını tazeleyen ağaçlar gibi sizlerde umutlarınızı tazeleyin derim. Alıp okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar. Her gelen gününüz, giden gününüzden güzel olsun. Kalın sağlıcakla...
Bugün benim doğum günüm🌸🎉
27 yaşıma girdiğim bu özel günde kendim için buraya not bırakmak istiyorum.
Yaş aldığın ama yaşlanmadığın, sevilip değer gördüğün, hayallerine bir adım daha yaklaştığın bir yıl olsun. Umut ışığının hiç sönmemesi dileğiyle…. İyiki doğdum.🎂
Soğuk ve şehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan
Ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam...
Ben seninle bir gün Veyselkarani'de haşlama yeme ihtimalini sevdim.
İlkokulun silgi kokan, tebeşir lekeli yıllarında
Ankara'da karbonmonoksit sonbaharlar yaşanırdı o zaman
özlemeye başladım herkesi...
Ve bu hasret öyle uzun
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını
yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var
göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn-
cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin.
Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir
keder akıyor damarlarımdan.
...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Wilhelm Genazino
Bu kitabı da bir tren yolculuğunda başladım ve bitirdim sayılır. Tam yollarda okunacak kitaplar seçiyorum farkında olmadan bı sıralar :)
Öncelikle söyleyim bu kitabın karamsar bir havası var, Kafka’nın kitapları gibi. Ama sanırım Kafkavari olmaktan uzaklaştıran şey tamamıyla umutsuzluk içermemesi. Yani iyi bir sona dair bir
Kadın benim adım kadın
Ne zorluk yaşarsa yaşayım bulurum bir güç kendimde
Ama her zaman güçlü olmak zorunda da değilim
Bende insanım yenik düşebilirim hayata ama her şeye rağmen tutunurum bir umuda
Bazen kadınlar hakkında herkes yorum yapma gereğinde bulunur
Kadın dediğin şöyle olur böyle olur diye
Kadın olmak kendini bilmezlerin yorumlara bağılı değil
O kalbindeki küçük kızda gizli güzel kadın
Aldırma kadınlığı küçük düşürenlere
Sen kendini yücelt onlara inat
Çünkü değerlisin her halinle
Unutma kadın gülerse dünya güler
Umut ışığınızı söndürmeye kimseye izin vermeyin canım kadınlar
Bu dünyanın bize ihtiyacı var
Çünkü bizim dokunduğumuz her yer çiçek açar
Çünkü biz gözleri güldürür
Çünkü biz çabamızla
Bulunduğumuz yeri cennete çeviririz.
Bugün değil sadece her gün bizim günümüz olmalı ki
Kadınlığın değeri bir erkeğe bağlı olmasın.
Kendi hikayemizi yazabileceğimiz her günümüz kutlu olsun
İyi ki varız canım kadınlar..
Elif SEVİL 🍓
Kalabaliktaki yalnızlığa hakim bir cogunluk ayni kaderi paylasirken bile degil ki yalniz
Sen
Yalnizliktaki yalnizligi yasadin mi ki
O sessiz çığlığa bile tahammulsuz anlar
Kacislar ardina saklansan da
Bulunamayacagini bilerek
O çaresizliğin cehresine bakabildin mi
uzun uzun
İç sesini bile unuttugun oldu mu
Duydugum kahkalarin
Yaşadıklarının
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
imrendiğin, öfkelendiğin
kızdığın, ya da kıskandığın diyelim
yani yaşamışlık sandığın
Geçmişim
dile dökülmeyenin tenhalığında
kaçırılan bakışlarda
gündeliğin başıboş
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
Oysa bilmediğin birşey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
İmrendiğin, öfkelendiğin
Kızdığın ya da kıskandığın diyelim
Yani yaşamışlık sandığın