_Bazı insanlar kendi güneş sistemlerinde yaşarlar. Onları orada ziyaret etmek gerekir. _En derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı. En yüksek uçurumlardan düşerken öğrenirsin uçmayı. En derin yaralarla başlar en derin gülücükler. _Sevdiğiniz insanları düşünüyorsunuz, ama daha derine inin, sonunda sevdiğinizin onlar
IRKÇILIK-TURANCILIK DAVASI DOLAYISIYLA Bu kitap, 1944 yılında, İstanbul'da Bir Numaralı Sıkıyönetim Mahkemesi'nde görülen utanç yüklü bir davanın özeti gibidir. Bazı vatansever kişiler, 1944 yılında suç işledikleri, suçlu oldukları için değil; Türk oldukları, Türkçülük idealine aşkla bağlandıkları için büyük zulümlerden, işkencelerden
Reklam
YALNIZ BİR OPERA ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim imrendiğin, öfkelendiğin kızdığın, ya da kıskandığın diyelim yani yaşamışlık sandığın Geçmişim dile dökülmeyenin tenhalığında kaçırılan bakışlarda gündeliğin başıboş
Benim gibi, bir gün onun da yapayalnız kalması kaçınılamazdı: o da benim soyumdan, iyi niyetlilerden. Şimdi artık yalnızlığa gömüldü; hiç bitmeyecek olan bir yalnızlığa. Her şey birdenbire yıkıldı gümbür gümbür, kültürlü bir insan olma düşleri, insanlarla anlaşma düşleri birdenbire yok oldu. Önceleri korkacak, uykusuz geceler geçirecek, sonra, bundan sonra, sürgün günleri başlayacak. Akşamları Kitaplığın avlusuna gelip başıboş dolanıp duracak; Kitaplığın ışıklı pencerelerine uzaktan bakacak, uzun kitap raflarını, kitapların deri ciltlerini, sayfalardan çıkan o kağıt kokusunu hatırladıkça yüreği burkulacak. Onu yalnız bıraktığıma pişmanım, ne var ki kendisi böyle istedi; onu yalnız bırakmamı söyledi: şimdi bir yalnızlık çırağı, yeni uğraşısına alışıyor.
Sayfa 235Kitabı okudu
Resim