Benim işim gücüm kendimi incelemek: Yapacak başka bir işim de yok zaten. Bakıyorum da öyle çürük taraflarım var ki söylemeye zor varıyor dilim. Neyim var sağlam kalan? Her an sendeleyip düşebilirim. Gözlerim bir şöyle görüyor, bir böyle. Açken başka adamım sanki yemekten sonra başka bir adam... Keyfim yerindeyse, hava da güzelse pek kötü biri sayılmam. Ama bir nasır canımı yaktı mı mesela, asık suratlı, aksi bir adam olurum. Aynı atın yürüyüşü bir rahat gelir bana, bir rahatsız; aynı yolu bir uzun bulurum, bir kısa. Bir gün her işe yatkınım, bir başka gün hiçbir şey gelmez elimden. Bugün sevindiğim şeye yarın üzülebilirim. İçimde durmadan değişen, ele avuca sığmayan bir sürü duygu... Kara kara düşünceler, derken bir öfke; ağlamaklı bir haldeyken, birdenbire bir sevinç dalgası... Kitapları karıştırırken bakarım, dün içinde türlü güzellikler bulduğum yer bugün boş geliyor bana. Eviririm, çeviririm, tekrar okurum ama nafile... O sayfalar yabancıdır artık bana. Kendi yazılarımda bile her zaman, ilk düşündüğüm şeyleri bulamam. Burada ne demek istemişim acaba derim; değiştiririm çoğu kez ve yitirdiğim ilk anlamın yerine ondan değersiz bir yenisini koyarım genelde. Aynı yolda bir gider bir gelirim. Düşüncem her zaman ileri götürmüyor beni; bir o yana, bir bu yana sendeliyor...