Gözlerim yaşarıyor, neden bu kadar nankörüm ben, fakat eve döner dönmez hepsi geçiyor, yine ağzımı bıçak açmıyor. Hiç kıpırdamasınlar, öylece, dümdüz otursunlar, konuşmasınlar, konuşmayı bilmiyorlar, ne yapmaları, ne söylemeleri gerektiğini ben onlara fısıldarım, bildiğim her şeyi onlara öğretirim, cebir, tarih, İngilizce, ben ne kadar biliyorsam onlar da o kadar bilirler, beraber sohbet edebiliriz, tiyatroya, konsere gidebiliriz... Benim ebeveynlerim, yüzleri, görüntüleri aynı ama dönüşüm geçirmişler… Yaşamlarından, hallerinden, tavırlarından, zevklerinden nefret etmeden, onları tamamen sevebilmek… Hayaller kuruyor, zihnimde onlara biçim veriyordum ve sonra yere inip onları oldukları gibi kabullenmek zorunda kalıyordum. İnsanın anne babasını sevememesi, bunun neden olduğunu bilmemesi dayanılır gibi değil.